“Seni Üzmek İstesem Antalyaspor’da Tam da Bunları Yapardım”
Daha güzel, daha az kederli, daha az yıpratıcı sezonlarda görüşmek dileğiyle…
Geldik sezonun son yazısına… Sezonun son maçı hakkında bir kritik yazmayacağım çünkü federasyonun bir, kulüp yönetiminin bin işgüzarlığı ile o maça gitmemiz, o maçı izlememiz istenmedi. Federasyon bizleri önemsiz gördüğü için cuma günü saat 18:00’a maç koydu, yönetim ise bizlerden korktuğu için maça saatler kala şaka yapar gibi 99 bilet satışa çıkardı. Ve Sadece Antalyaspor Medya Sorumlusu sıfatıyla arayıp bilgi istediğim kulüp personeli, geri dönüş yapmadın, seni de unutmadım.
Maça dair beni mutlu eden birkaç şey de yok değil tabi… Örneğin Ozan Evrim Özenç’in forma giymesi. Bu sezon ilk kez bir lig maçında forma giyen Ozan’a mevkiidaşlarının 10da 1’i bile şans tanınmaması çok üzücü. Genç milli olarak geldiği, Süper Lig’e çıkma yolunda hayati kurtarışlar yaptığı kariyerinin önü sebebini anlamadığım şekilde bir anda, bıçak gibi kesildi. Fakat o yine maçta yaptığı kurtarışlarla spikere kendisini övdüren, yeteneği ortada bir kaleci olduğunu gösterdi. Keşke daha çok şans verilseydi… Ve Doukara, ona değinmeden geçemeyeceğim. Sezonun son maçının son dakikasında bile çabasını ortaya koyup golünü atacak kadar çok seviyor futbolu, bu devirde işini onun gibi seven futbolcular maalesef pek yok, olanın da bizim ligde işi yok. Bu yüzden Doukara bu sezonun en büyük kazanımıdır.
Başlıkta yaptığım alıntı tribün kültürünü en derinden yaşayan bir kardeşimin bana söylediği söz. Bu sözü devre arası transfer dönemi bittiğinde söylemişti. Şu son “Yönetim Kurulu“(!) açıklaması sonrası yaptığımız konuşma ile emin oldum ki beni üzmek için dahi olsa bu kadarı yapılmazdı, o da yapmazdı hiç kimse de. Ama Cihan Bulut yaptı. Divan Kurulu’na tek bir telefon görüşmesi ile 10 dakikada geldiği tiyatral performansı gerçekleştiğinde hiç kimse işlerin böyle olacağını beklemiyordu. Antalyaspor taraftarının Atasına, şehidine, Kurtuluş Savaşına “siyasi” dedirtmeyeceğini bilmeyecek kadar Antalyaspor’dan uzak birisi olduğunu gözler önüne serdi. Ama bilmeli ki, gün gelir biz bu açıklamayı unuturuz fakat o hayatı boyunca bizim tepkimizi unutamayacak. Ve yine bilmelidir ki, o koltukta oturduğu sürece bu yaptığının hesabını ona bu taraftar soracak. Tepkilerin dinmesinin tek yolu istifa etmesi gibi görünüyor, benden dostça bir öneri, İstifa Et Cihan Bulut.
Yazımın bu kısmında teşekkürlere yer vermek istiyorum:
Öncelikle bana bu sezon canım gibi sevdiğim kulübüme dair yükselttiğim sesimi daha fazla insana duyurmamı sağlayan, yaptığım birbirinden keyifli röportajlara vesile olan SadeceAntalyaspor Ailesine ve dostum, kardeşim Ünal Aydın’a çok teşekkür ederim.
Antalyalı olmadığı, ömrünün yarısını yurtdışında geçirdiği halde “Babadan Antalyalı” olanlardan bin kat fazla bu kulübü sevmiş, sağlığı, itibarı pahasına bu kulüp için mücadele etmiş fakat bir şeylerin yanlış olduğunu anladığı anda dik duruşundan ödün vermeyerek istifasını sunmuş, benim yaş grubumun gördüğü en kaliteli Antalyaspor Başkanı olduğunu düşündüğüm Sayın Ali Şafak Öztürk’e çok teşekkür ederim. Tarihimizin en başarılı sezonunu bize yaşatmış olsanız da sizinle en güzel günlerimiz henüz yaşanmamış olanlardır. Elbet bir gün yeniden buluşacağız…
Bana Antalyasporluluğun en içten halini öğreten ve başıma iş almamam için sürekli nasihatlerde bulunan sevgili abim Hakan Aydın’a, tribünde benimle maçları takip eden ve en sadık okurum olan kardeşim Çağan Kalkan’a çok teşekkür ederim.
Ve son olarak da dik duruş gösterebilecek kadar cesur, delikanlı olan renktaşlarıma, Gerçek Antalyaspor Taraftarlarına çok teşekkür ederim.
Daha güzel, daha az kederli, daha az yıpratıcı sezonlarda görüşmek dileğiyle… Hoşçakalın.
#BizAntalyasporuz
#SadeceAntalyaspor