Senaryo
Ahmet Çolak yazdı…
Kadıköy’de yine bir seriyi bitirip, üç puanı hanemize yazdıran futbolcularımıza teşekkür ederim.
Böyle maçları Bülent Hoca iyi oynuyor. Topu rakibe verip, dörtlü hatta beşli savunma ve onların önlerinde yine dörtlü bir orta saha kurgusu ile alan daraltıp, iyi pozisyon alıp, çok iyi yardımlaşma ve kademe anlayışıyla rakibe sadece duran toptan gol bulma durumunda bırakıyor.
Daha önceki bir yazımda belirtmiştim, futbolda istatistikleri sevmem diye. Cuma günü oynanan maçta görüldüğü gibi rakip topla oynama yüzdesi, isabetli pas oranı, topa sahip olma, korner sayısı fazlalığı… Futbolda bunların hiçbir değeri yoktur. O gün golü bulup 3 puanı hanesine yazdıran takım, başarılıdır.
Her maçın senaryosu tıpkı filmlerde olduğu gibi farklıdır. Bu maçta onlardan biriydi. Çok iyi motive olan takımımız 90+5 dakika oyun disiplininden hiç kopmadan maçı tamamladı.
Burada şu görüldü; kazanan 11 de bozulabilir, iki veya üç rotasyon maçları çok farklı bir şekle sokabilir. Örnek olarak; Chico Grando, bence maçın gizli kahramanı ve anahtar ismiydi. Zaman zaman Bahadır ve Diego’nun arasına girerek o bölgeyi çok iyi kapattı. Kritik anlarda yerinde müdahale ile rakiplerine gol şansı tanımadı. Bahadır ile birlikte Vedat Muriç’e karşı çok iyi savaştı ve rakibine neredeyse sıfır pozisyon tanıdı.
Bu maçta hocanın Gelson Dala hamlesi keşke ikinci yarıda olsaydı. İlk yarı boyunca Dala rakibin kucağında kaldı. Hiç etki gösteremedi, top tutamadı, ileri atılan toplar duvara çarpar gibi geri geldi. Paul Mukairu ile başlayıp daha sonra Gelson Dala hamlesi yapsaydı, 60. dakikaya kadar rakibin en etkili ve milimetrik paslar ile arkadaşlarını ayakta tutan Emre Belözoğlu oyundan çıkıp, forvete yakın bir isim olan Deniz Türüç oyuna dahil olunca orta sahaları oyundan düşmüştü. Orta sahaları düştüğü anda Gelson Dala devreye girebilirdi. Bu dakikalarda farkı açacak pozisyonlar bulduk ama Fenerbahçe’yi oyunda tutan kaleci Altay oldu. Biraz daha dikkatli ve becerikli olup son vuruşları yapsalardı maçın 3-0’a gelmesi bile içten değildi.
Burada ilk 11 ve sonradan giren 3 oyuncu dahil, hepsi görevini tam anlamıyla yaptı. Ancak ben üç isme ayrı parantez açmak istiyorum:
Bahadır; çok savaştı, istedi ve rakibine adım attırmadı.
Chico; çok istekli, verimli ve kritik müdahaleler ile skoru 0-1’de tuttu.
Ufuk; her hafta üstüne koyarak gidiyor, sanki yıllardır bu takımda gibi, son iki haftadır ofansif anlamda harikalar yaratıyor ve skora katkı koyuyor.
Bülent Hocama naçizane bir öneri; rotasyon iyidir, her rakibe aynı oyun düzeni olmaz. Bu maç çok açık ve net görüldü. Bu hafta özelinde hocama çok büyük tebrikler.
Başka bir müsabakada farklı bir SENARYO ile görüşmek dileğiyle…