Sen Geldin Bahar Geldi

M. Okan Okuş yazdı…

Sen Geldin Bahar Geldi
8 Kasım 2021 09:59

Yıllardır hepimiz Antalyaspor’u izliyoruz. Her sezon zaman zaman güzel futbol ortaya koyuyor olsak da bu durum  saman alevi gibi, sürekliliği olmayan şekilde gelip geçerdi.

Yazdığım yazılarda elimden geldiğince her hafta yazdığımın bir önceki ile çelişmemesine dikkat ederim. İkinci haftadan itibaren takım kadrosunda sıkıntı olmadığını, yeter ki hücuma dönük ofansif anlayıştan vazgeçilmemesi gerektiğini dile getiriyordum.

Teknik adam değişikliği olana kadar oynanan maçlarda ne oynandığı ortadaydı. Bunun dışında daha kötüsü oyuncuların futbola dair şevklerinin kırılmasıydı. Herkesin kendince yorum yaptığı, “Deneyimi yok. Takımı nasıl idare edecek? Kendinden yaşça büyük oyuncularla nasıl diyalog kuracak, nasıl söz geçirecek?” gibi eleştirilerden bugüne geldiğimizde oyunu sürekli rakip sahaya yıkan, gol arayan, her hafta artan kondisyon seviyesi ile sahada oyundan kopmayan bir takıma sahip olduk. Tribünde maçı izleyen taraftar da sahadaki oyuncu da artık hocasına güveniyor. Nuri Hoca takıma öyle bir enerji vermiş ki son oyuncu değişikliği yapılacağı sırada ısınan bütün oyuncular üstlerindeki mavi tişörtleri çıkarıp adeta “Oyuna beni al hocam” dercesine hocaya koştu. Bunu yakalayan bir takım için artık ne desek eksik kalır.

Sakat ve cezalılardan ötürü son 2 haftadır takıma giren oyunculardan Ufuk geçen hafta olduğu gibi bu hafta da beklenenin üstündeydi. Orta sahanın dinamosu Fredy’nin bitmeyen enerjisine, Fredy’nin arkasına kaçan topları toplayarak destek oldu. Süper Lig’de aylar sonra ilk onbirde çıkan Bahadır’ın bütün hava toplarını toplaması, zamanında kademeleri, taraftarın hafızasında kalan kötü anıları silmek yolunda baya yol kaydetmesini sağladı. Eve geldikten sonra televizyonda daha net izlediğim Paul Mukairu’nun golü ise kendinden beklenen bir santrfor golüydü.

Yılın son milli maç arasına giriyoruz. Hoca elindeki bütün oyunculara şans veriyor. Takımda hırs, enerji ve istek var. Böylece hakkımız olan sonuçlar artık sahaya yansıyor. Geriye kalan tek eksik ise maç sonrasında Hollandalı teknik sorumlu Alfons Groenendijk’ın dediği gibi maçlarda daha çok seyirciyi görmek isteğidir. Kuşkusuz yıllardır cumartesi günleri 16.00’daki bir maç, Antalya’ya verilecek en kötü maç saati. Ama insanlar harcanan bu emeklerin, sahada akıtılan terin karşılığını 15 günde bir 2 saatlerini ayırarak manevi olarak vermelidir.

Sahada maçı çığrından çıkarmaya hazır hakem triosuna rağmen çok değerli bir 3 puan aldık. Daha önce çok düşük tempoda oynanan Yeni Malatyaspor maçımızı yönetmeye çalışıp onu bile neredeyse çığrından çıkaracak hakemin Altay maçındaki yönetimine dair tek kelime; Allah yüzümüze güldü.