Reaksiyon

Sporda “reaksiyon” şudur: Kasa gelen bir uyaranın sinirler yoluyla merkezi sinir sistemine ulaştırılması ve burada karar oluşturarak (emir olarak) tekrar sinirler yoluyla kaslara iletilmesi ve kasların ilgili emir doğrultusunda harekete geçmesi. Reaksiyon, bilinçli olarak gösterilen bir tepkidir.

Özellikle futbolda reaksiyonun oluşabilmesi için hem mental hem de fiziksel olarak %100 hazır olunması gerekir.

Ligin başlarında geriye düştüğü maçlarda bir türlü oyunu çeviremeyen, iyi oynadığı maçlarda oyundan çabuk düşen, sürekli kalesinde pozisyon gören ve umudunu kaybetmiş bir Antalyaspor izliyorduk. Takım hiçbir olaya reaksiyon gösteremiyordu. Kaslar ne kadar hazır olsa da beyindeki mental eksiklik sahaya bir türlü olumlu ve bilinçli olarak yansımıyordu.

Son iki yazımda da bahsettiğim gibi Rıza Çalımbay’ın gelişi aslında çok şey değiştirdi gibi görünse de en önemli değişim mental değişim olmuştu. Oyuncuların zaten hazır olan kondisyonlarına eksik olan beyinsel rahatlığı, mental mantaliteyi oluşturarak kendine güvenmeleri, oyun içerisinde olumsuz durumları kolay atlatmalarına ve kolay reaksiyon vermelerine neden oldu. Bu da başarıyı getirdi tıpkı bu hafta oynanan Kasımpaşa maçı gibi.

İkinci yarının başında gelen Kasımpaşa golünden sonra takımın sahada duruşu, topla güvenle oynaması, risk alması ve en önemlisi olan beyinlerin bu maça mental açıdan %100 hazırlanması sonucu kasların mental gücü hissedip sonuca gitmesi… Dakika 90; beraberliği kabullenmeyen, son saniyeye kadar galibiyeti kovalayan ve sonunda başaran bir Antalyaspor…

Bir taraftar daha ne isteyebilir ki ..?

Kalbinizden Antalyaspor sevgisi eksik olmasın.