Pamuk İpliği
Fahrettin Kayan yazdı…
Yukarıda okumuş olduğunuz açıklama, zamanında Fenerbahçe’yi çalıştırırken bizzat Ersun Yanal’ın kendi söyledikleriydi.
- Ciddiye almıyor musunuz?
- Taraftardan utanmıyor musunuz?
- Bunlar yoksa kalkın gidelim!
- Formanın ağırlığı ve bir daha kimseyi üzmeyelim!
Ancak Antalyaspor’daki form grafiği, son 14 haftada “1” galibiyet, 24 haftada ise “2 galibiyet iken sorumlular her hafta başkaları oldu. Sahadaki futbolcular ile teknik heyetin hiçbir günahı yokken son dönemde taraftara bile kabahat bulundu.
Hocam kusura bakma ama oyuna başlangıçların ne kadar iyiyse, oyuna müdahalelerin ve oyunun gidişatını okuman bir o kadar kötü durumda. Geçmişte çalıştırdığın takımlarda ve geçen sezon bizdeki oyuncu yönetimin ne kadar iyiyse, bu sezon maçlarda ihtiyaç olan oyuncuların oynamaması veya kadroya dahi alınmaması da oyuncular ile ilişkilerini de zayıflattı.
Mukairu, Fredy, Amilton, Ghacha kadroda bir varlar bir yoklar. Anlamsız işler ve tercihlerin her hafta devam ediyor.
Maçın içinde kalecinin dahi oyuncu değiştir diye kulübeye seslendiği, değişiklik gelmeyince el kol yaptığı bir yönetim tarzının içine düşmüş durumdayız.
Maç sonu açıklamalarımızda daha iyi olacağımızı söyledin, olamadık. Bireysel hatalar dedin, bireysel sorunlara çözüm üretemedik.
İlk yarıda harika futbol oynamış ve devre arasına 2-0 önde girmişken stadyumdaki herkes “Keşke 3’ü atsaydık. Yoksa ikinci yarı kapanırız, işimiz zor olur” diye düşünüyorsa bu işteki terslik büyük.
Bir takım her maçta sonradan oyundan düşüyorsa, galip durumdayken bu kadar çok kaybetme noktasına geliyorsa biraz olsun çuvaldızı kendinize iğneyi de başkalarına batırmak gerekiyor.
Dün akşam rakibe göz göre göre maçı kendi ellerimizle verdik. Doğukan’ı hayatı boyunca en verimsiz oynadığı yer olan sağ kanatta oyuna almak, ilk yarıda rakibin hiç kullanamadığı ve Gökdeniz ile Bünyamin ikilisinin duvar ördüğü bölgeye adeta ikram oldu.
Bu kafa yapısıyla ve bu düzende devam edildiği sürece işimiz çok zor. herkes şapkasını önüne koyup kendi yaptıklarının farkına varmadığı sürece gidişimiz gidiş değil.
Taraftar, oyuncular, teknik heyet, yönetim… Bütün bağlar her geçen gün kopmaya devam ediyor. Artık iyice pamuk ipliğine bağlı duruma geldik.
Hoca etrafında suçlu ve kabahatli aramak yerine yazının başındaki demeçlerini uygulayabilirse ya da hiç yoksa kızdığınız taraftara karşı reaksiyon verip ona göre mücadele etseniz zaten sonuca gideceksiniz. Ama nedense kimsenin gözünde bu olumlu enerji gözükmüyor. Bize de yine karamsarlık düşüyor.
Son söz:
“Kabahat samur kürk olsa, kimse sırtına almaz.“