Önümüze Bakalım

Sıkışık fikstürde hafta içi rakibimiz Trabzonspor’du. Geçen seneki şampiyonluktan sonra kaybettiği oyuncuların yerini dolduramayan, kendi muhabirlerinin açıklamasına göre 3 aydır maaş alamayan rakipte Abdullah Avcı’nın da diken üstünde olmasından ötürü çok rahat çıkmayacakları bir maç olmasını bekledik.

Antalyaspor taraftarı olarak takımımızı çokça eleştirsek de Fenerbahçe, Galatasaray’dan sonra Trabzonspor da bize karşı rahat bir galibiyet alamadı. Oyun taktiği ve sahaya yayılım olarak sıkıntı yaşamasak bile atamadığımız goller ile savunmadaki basit hatalar puan kayıplarımıza neden oluyor.

Trabzon deplasmanında rakibin olağan baskısını kırıp Trezeguet, Bakasetas gibi etkili isimlerini ceza alanımızdan uzak tuttuk. İlk yarıyı golsüz kapamayı beklerken maalesef takıma yeni katılan Erdal’ın sırtı kaleye dönük oyuncuyu sürükleyerek dışarı çıkarabilecekken kolayca bırakması sonucu Bakasetas’ın sert ortasına savunmada adam paylaşımındaki hatalarda eklenince kalemizde golü gördük.

İkinci yarı ile oyunu genel anlamda toparlasak da ceza alanında istediğimiz topları bulamadık. Haji’nin meçhul sakatlığı, Luiz Adriano’nun cezası kadroyu iyice daralttı. Sonuçta üstüne pek konuşulmayacak bir yenilgi oldu.

Maç için öne çıkan Trabzon seyahati oldu. Yıllardır yaz kış saatlerce takımın peşinden giden, yeri geldi mi 7-8 saatlik yolu eski otobüsle 13-14 saat gitmek zorunda kalan arkadaşların bu tip organizasyonlarla gönüllerinin alınması, münferit bir taraftar olarak beni de açıkçası mutlu etti. Ortalığı yangın yerine çevirmemek lazım. Yönetim bu maç için ayrıca açık bir organizasyon yapsa bu gereksiz tartışmalarda olmayabilirdi.