O Kadar Uzun Boylu Değil
Ramazan Özaylı yazdı…
Bu kadar eksik ve formsuz yakaladığımız Beşiktaş’ı yenemedik. İlk yarı 2-0 öne geçtik ve harika bir 45 dakika oldu.
İkinci yarı başlar başlamaz rakibi kendi sahanda karşılarsan, 5 tane dahi atsan 6 tane yersin. Bu mağlubiyet tamamen Ersun Yanal’a yazar. İlk yarıda oynanan oyunu da sen hazırlıyorsun, ikinci yarıda oynanan oyunu da sen hazırlıyorsun. Devre arasında ne değişti hocam?
Çok büyük meziyetlere gerek yok. Biraz önde bassak, formsuz Beşiktaş’ı buradan eli boş gönderirdik.
Ghacha neden kadro dışı?
Erkan Eyibil, Floranus ve Fedor neden oynamıyor?
Madem Floranus’a şans vermeyeceksin, neden kadroya onu alıp Ghacha’yı kadro dışı bırakıyorsun?
Ufuk’a şans verene dek neden üstte saydıklarıma şans verilmiyor?
Hakan Özmert tutkuna artık anlam veremiyorum. Boş mukaveleye imza atarken her maç mutlaka oynayacak şeklinde madde mi koyuldu?
Bu detaylara girmemek için çok direndim ama artık birinin bunları sorması lazım.
Şimdi gelelim saha dışına…
Basın toplantısına çıkıp taraftara ve yönetime ayar vermek sizin haddinize değil. Burası Antalya ve koskoca bir şehrin takımının başındasınız, bir semt takımının değil. Sizin asli göreviniz, saha içini organize etmekten daha fazlası değildir. Biz, Antalyaspor’uz. Biz, şehiriz. Biz taraftarlar yoksa, bu takım da sizler de yoksunuz. Bunu bilin.
Bizler, bu takımı hayatımızın ortasına koyup yaşıyoruz. Bizler, sizler gibi profesyonel olmadığımız için tüm hafta kahroluyoruz.
Soru soran basın mensubuna ‘Çok meraklısın‘ diye tepki gösterip, taraftarı yönetimle iş birliği yapmakla itham ederek sınırı aşıyorsunuz. Bütün stat mı anlaştı? Aklınız mantığınız alıyor mu gerçekten?
Futbol, üç sonuçlu bir oyun. Yenersin ya da yenilirsin. Bu haftaya dek hep işin saha yönüyle ilgilendim. Ligin başından bu zamana kadar oynattığınız oyunun iyi niyetine inandık. Arkasında da durduk. Yaptığınız açıklamaları adrenalin yüksekliğine verdim. Ama siz, her hafta bu takımın taraftarına balans ayarı vermeye başladınız. Bu takıma gönül veren insanlara her fırsatta aba altından sopa gösterdiniz.
Ersun Hocam, tecrübenizi tartışmak hadsizlik olur ama bu takıma gönül verenler yanlışa ‘yanlış’ dedi diye bu sınıra gelemezsiniz. Nasıl ki biz haddimizi biliyorsak, siz de haddinizi hududunuzu bilin.
Şimdi de biraz stadın dışından uzaklaşalım ve şehir merkezine gidelim.
Benim ne istasyonların var ne de iş adamıyım. Dümdüz bir aile babasıyım. Kimseden şahsi bir beklentim ya da menfaatim yok. Antalyaspor’un bir lirasını gözeten kim varsa onun yanında olurum. Antalyaspor’u kendi menfaatleri için kullanan kim varsa karşısında olurum.
Başkan Aziz Çetin’in tüm gücü ve imkanlarıyla kaynak yaratmak için gece gündüz çabaladığı zamanlarda, onun yoluna koyduğunuz taşları görmediğini mi zannediyorsunuz? İnce hesaplar içine girerek fark edilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz? Apaçık ortadasınız, haberiniz olsun.