Masa Kırıldı
Fahrettin Kayan yazdı…
Haftalardır, aylardır eleştirdiğimiz o kadar çok konumuz var. Ancak bunların en başında sürekli tekrarladığımız şey, başkanın nerede olduğu ve alınan kararların yanlış olduğu, artık masaya vurup gidişata dur deme vaktinin geldiğiydi.
Başkan Ali Şafak Öztürk sonunda tekrar ortaya çıktı ve masaya yumruğu vurdu. Hem de öyle bir vurdu ki masayı ortadan ikiye ayırdı. Kadro dışı kararları, yapılan transferler ve kulüp içi alınan kararlar, kaybettiğimiz ve uzun süredir aradığımız enerjiyi tekrar geri getirdi.
Evet, bazı kararlar rötarlı, bazıları ise çok geç olabilir ama önemli olan en sonunda doğru yola doğru şekilde yaklaşmaktır. Transferlerin hepsi güçlü kariyere sahip olmalarına rağmen uzun süredir futboldan form anlamında uzak kalmış isimler ancak ilk iki maçta verdikleri katkının kariyer düzeylerinde olması, takıma direkt seviye atlattı. Umarım Podolski forma giymeye başladığında diğer yeni transferler gibi yüksek katkı sağlar. Eğer bu gerçekleşirse ikinci yarı bambaşka bir takım bizi bekliyor.
Kim ne derse desin; ister kariyer, ister maddiyat… Yapılan transferlerden bizim için en önemlisi, ADIS JAHOVIC. Takımla düzgün bir antrenman bile yapmamışken, çıktığı maçta takıma koyduğu katkı ve farkı direkt etki etti. Alıştık artık kötü haberlere ya da kötü gelişmelere, tam her şey yolunda diye düşünüp mutlu olacağız derken, daha 45. dakika oynamışken Jahovic’i kaybettik. İlk duyumlara göre 1 aya yakın forma giyemeyebilir ki bütün kritik maçlarımız da bu bir ayda. Umarım Podolski formda bir şekilde takıma girer ve bu kritik 3 puan sonrasında önümüzdeki Konya ve Kayseri maçlarını da kayıpsız şekilde atlatabiliriz.
Geçen pazar yaşanan faciayı saymazsak, Tamer hocanın kısa sürede takıma yaptığı dokunuşların hepsi yerli yerinde. Türkiye’deki en hızlı oyunculara sahip bir takım olduğumuzu nihayet fark eden bir hoca takımın başında.
Taraftar yine her zaman ki bildiğimiz gibi, deplasmanı kendi evimize çevirdi. Başkan takımın başında, cezalı ve sakat oyuncular takıma destek için deplasmana gelmiş, sonucunda oynanan oyun ile ilaç gibi gelen bir 3 puan. Hep söylüyorum; bu kenetlenme, bu birliktelik bizim hem şehir olarak hem de takım olarak en büyük gücümüz. Bu gücü unutmadan sahaya yansıttığımız her maç, bizim için başarının anahtarı. Kısacası uzun zaman sonra Antalyasporlular olarak hafta mutlu başlayabildik.
Şimdi cumartesiyi iple çekiyoruz. Sezonun bir diğer kritik maçı Konyaspor ile oynayacağımız maçı TFF her ne kadar verebileceği en kötü takvime koymuş olsa da bu taraftar takımı yalnız bırakmaz ve bu takım da artık bu enerjisinden vazgeçmez.