Kritik Çizgi
Ramazan Özaylı yazdı…
Galip gelememenin vermiş olduğu mental ve fiziksel yükü bu galibiyetle attığımızı düşünüyorum. Nitekim maç sonunda futbolcuların yüzü uzun zaman sonra gülüyordu.
Nuri ve özellikle Poli, saha içinde de saha dışında da tam anlamıyla profesyonel ve aidiyeti yüksek karakterler. Sahada olduklarında devamlı konuşan, kızan, diğerlerini destekleyen ve otoriteyi elden bırakmayan tavırları direkt tribünlere yansıyor. Yeni Malatyaspor maçının son anlarında Nuri’nin çırpınışları ve maç sonunda Poli’nin tribünlere Ersun Yanal’ı alkışlayın diye işaret etmesi takım içinde oluşan gruplaşmaların sona erebileceğinin sinyallerini verdi.
Karşılaşmanın istatistiğine baktığımız zaman, Antalyaspor toplamda 115.8 kilometre koşu yaparken, Yeni Malatyaspor 105.1 kilometre koşmuş. Fredy ve Güray 12 kilometre, Poli 11.8 kilometre koşmuş. Takım olarak ziyadesiyle koşuyoruz. O konuda sorun yok. Kendi sahamızı da yer yer aksamalar olsa da iyi savunuyoruz fakat rakip yarı sahaya geçtiğimizde kafası kesik tavuk gibi sağa sola savruluyoruz. Haji’nin kanatta zerre faydası olmadığını herkes görüyor artık.
Floranus’a şans verildikten sonra hiç aksamadı ve sırıtmadı. Önünde Gökdeniz yerine Ghacha’ya daha fazla süre vermeliyiz. Sağ tarafı koridor yapan Güray’ın önünde Mukairu yerine ise Amilton tercih edilirse, hem kanatlarımız çok daha etkili olur hem de orta sahada Nuri ile Poli’nin yükü azalır. Bu iki oyuncunun yaşları ilerlemiş olduğu için ister istemez fiziksel düşüklükleri oluyor ve bu da çok normal.
Değişiklikleri üstte yazdığım şekilde yapan Ersun Yanal, bunun meyvesini son dakikada aldı. Haftalardır kabusumuz olan son dakika golleri, bu sefer bizim sevincimiz oldu.
Tam da o kritik kırılma noktasına gelmişken aldığımız 3 puan, hem mental hem de fiziksel açıdan bize motivasyon olarak dönecektir. Gol anındaki bütünleşme bunun göstergesiydi.
Organize atak yapamıyor olsak da, bizim amacımız hiçbir zaman bağcıyı dövmek olmadı, olmamıştır.
Teşekkürler tribün!
Teşekkürler takım!
Teşekkürler Ersun Yanal!
Ayrıca bu yazımda bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Top toplayıcı kardeşlerimiz maç içinde olmalı, gözleri sağda solda veya tribünde değil, sahada olmalı. Avrupa’da bu çocuklara bu işin eğitimi veriliyor kulüp hocaları tarafından. Açın Youtube’dan bakın top toplayıcıların neler yaptığına. Öyle bir an gelir ki, yapacağı ufak bir hamleyle olmadık anda pozisyona girilir ve daha birçok hamleyle rakibin hızını kesebilir. Ama bizim altyapı hocalarımız, gözünün önündeki öğrencisine müdahale bile etmiyor. Onu da yine tribündeki taraftar yapıyor. Artık bu konuda bir çözüme gidilmeli, top toplayıcılar üstte yazdığım konularda bilinçlendirilmelidir.