Kıssadan Hisse Methiye
Fahrettin Kayan yazdı…
Ligin sonlarına doğru gelirken bir grup takım toparlanırken bir grup ise direkt düşüşe geçmiş durumda. Puan farkları da açılmaya başladı. Bence buradaki en büyük fark, artık takımlar arasında hafta arası rakibine çalışan ve çalışmayan teknik adamlar olmaya başladı. Sadece rakibe çalışmak değil, rakibin güçlü ve zayıf yönlerine göre kendini adapte edebilen ve değişime açık olanlar akıllı oyunlarıyla kazanmayı biliyorlar.
Devre arası sonrası bunu en iyi uygulayan takımlardan birisiyiz. Bu hafta Başakşehir deplasmanında çıkarılan kadro ve maç başı, ilerleyen dakikalar, ikinci yarı başı ile maç sonu arasında sürekli değişen sistem rakibe ne kadar iyi çalıştığımızın ve rakibi nasıl oynatmamayı başardığımızın kanıtıydı.
Özellikle ikinci yarı rakibin üstümüze fazlasıyla geldiği dikkat çekse de burada atlanmaması gereken en önemli nokta, rakibin ligde kapanan takımlara karşı oyunu açamaması ve alternatif yaratamamasıydı. Teknik heyet tarafından bu konunun yanı sıra oyuncu değişikliklerinden beşli savunmaya dönüşün zamanlamasının bile çalışıldığını düşünüyorum.
Özellikle devre arasına girmeden önceki haftalarda rakibi çalışmadığımız ve takıma uymayan bir diziliş tercihi nedeniyle nasıl teknik heyeti eleştirdiysek sonrasında takıma uygun taktiğe dönüş yapan ve 7 haftadır dersine çok iyi çalışan, her hafta rakibi oynatmayan oyunla kazanmayı bilen teknik heyette övgüyü sonuna kadar hak ediyor.
Ligin ikinci yarısında 7 maçta 15 puan ve yenen tek bir (1) gol ile yakalanan çıkış ivmesi hepimize hem keyif hem umut veriyor.
Devre arası transferlerinin verdiği katkının teknik heyetin elini ne kadar güçlendirdiği ortadayken, sezon sonu teknik heyetin isteği ve işaretleriyle yapılacak transferler sonrası gelecek sezon için insanın içini umut kaplıyor.
Hepsinden öte devre arasında kara bulutlar üstümüzde dolaşırken, “Düşer miyiz yoksa kalır mıyız?” hesapları yaparken şu anda daha ligin 29. haftasında gelecek sezondan rahatlıkla bahsedebilmek oldukça keyif ve huzur verici…
Teknik heyet demişken sadece Nuri Şahin için övgü dolu sözler sarf etmek arkasındaki ekip için büyük haksızlık olacaktır. Alfons Groenendijk, Michael Lindeman, Marcelo Lins Martins ile Murat Öztürk hepsine helal olsun, hepsinin emeklerine sağlık.
Bütün bu isimlerin içinde dikkat çekmek istediğim çok ayrı bir isim var, performans antrenörü Marcelo Lins Martins. Takımın yaş ortalamasının yüksek olduğu, sezon başı fizik kondisyon yükünün yeterli olmadığı gözler önündeyken, göreve geldiklerinde “bu takımın acil yüklemeye ihtiyacı var” dediklerinde çıkıp “hayatta olmaz hepsini sakatlarız, Acele etmeyeceğiz ama her hafta yavaş yavaş yükselteceğiz” cümlesiyle ortaya çıkan Martins… Takımı öyle bir hale getirdi ki takım artık 90 dakika mücadele eden, savaşan ve en önemlisi sahada ikili mücadelelerde yıkılmadan ayakta kalabilen bir takım haline geldi. İkinci yarı defansta en çok mücadele eden ve en çok yorulan futbolculardan olan Veysel Sarı dakika 88’de kontratakta hücumun en önünde golü kaçıran futbolcuydu.
Umarım yine son dönemlerde eleştirdiğimiz bazı genç oyuncularımız da bir an önce kendini toparlar ve teknik heyetin etinden sütünden faydalanıp kendilerini daha fazla geliştirebilir.
Genç oyuncularımız demişken Doğukan’ın çıkışı yine sürmeye devam ediyor. Al da at dercesine yaptığı asist harikaydı ve kendisinden beklenen skor katkısını göstermiş olması da ayrıca sevindiriciydi. Her hafta söylediğimi tekrar ediyorum, milli takım arası yaklaşıyor ve Doğukan yükselmeye devam ediyor. DO-DO milli takım aday kadrosuna göz kırpmaya, ben buradayım demeye devam ediyor.
Maçtan önce beraberlik bize yeter diyecek bir çok kişi varken maçın sonunda alınan galibiyet ile artık oldukça rahatladık. Artık daha üst sıralarda ligi bitirmek neden olmasın? Bu takım bunu da başarır, yeter ki bu şekilde inanmaya ve oynamaya devam etsinler.