Karmakarışıklık
Engin Erdem yazdı…
Geçtiğimiz sezonun tarih yazan kadrosunun tarih yazan teknik direktörü Tamer Tuna ile yollar ayrıldı. İstifa mı etti yoksa gönderildi mii bilinmez. Doğru karar mıydı, tartışılır açıkçası. Türk futbolu böyle gerçi, 3 ay önce tarih yazıyorsun sonra valiz topluyorsun.
Antalyaspor’da sürekli teknik direktör değiştirme alışkanlığı başladı. Bir tarih orada da yazılacak gibi gözüküyor. Benim üzüldüğüm şey, taraftar da alıştı bu duruma. Hemen bir beklenti ve arayış içine giriliyor ve isimler havada uçuşuyor. Çok söyledim, söylemekte ısrar edeceğim. Antalyaspor başarılı olacaksa, biz formamızı giyip atkımızı takıp bir Avrupa maçına gideceksek bu olay değişimle değil, devamlılıkla olur ve olacaktır.
14 maç yenilmeyip stadyuma dev resimler asılıyor. Fakat bir mağlubiyet sonrası Brezilya dizisi… Teknik direktör iyidir ya da kötüdür durumu değil bu. Olay ne? Neden bir sürü spekülasyon var, neden gizem yaratılıyor? Şöyle ki; inanma, güvenme, destek ve birliktelik eksikliği. Futbolcuyu, teknik adamı, yönetimi birbirinden ayırma durumu. Karıştırmama durumu. Restoranda garson aşçının, aşçı patronun işine karışmamalı ki restoran güzel işlesin ve müşteriler keyif alsın. Her sene 3 aşçı değiştiren restoranın yemeklerinde standart yakalaması mümkün mü?
Suçlu aramadan süreklilik sağlamak ve güven ortamı oluşturmak en doğru karar olacaktır. Ama kim gelirse gelsin bundan sonrası için zor gözüküyor. Yapı ve düşünce olarak hazır değiliz diye düşünüyorum, umarım yanılan ben olurum.
Fenerbahçe maçına gelirsek, takımı kimin hazırladığı belli değil. Nasıl çalışıldı, belli değil. Strateji neydi, yine belli değil. Zaten maçta kafada ‘bitsin, geçsin, kurtulalım‘ düşüncesi hakimken maç sonu penaltıyı, kırmızı kartı konuşmak ise hiç mi hiç mantıklı değil.
Öyle de sıfır, böyle de sıfır.