Kaçan Balık
Ahmet Çolak yazdı…
Antalyaspor için ve Süper Lig’in diğer takımlarının tümü ile alakalı enteresan bir sezonu izlemeye devam ediyoruz. Ligin ilk iki sırasını alan takımlar klasmanda arayı açarken, haftalardır galibiyet alamayan Beşiktaş ve Trabzonspor takımları sıralamada ilk dört içinde var olmaya devam ediyor. Buna karşın 7 haftadır mağlup olmamasına rağmen fikstür avantajını kullanamayan ve ligin vasat takımlarına karşı galibiyet alamayan, hatta onlara can suyu olmaya devam eden bir Antalyaspor izliyoruz. Yedi haftalık periyotta sadece Konyaspor ve Kayserispor’a karşı alınacak galibiyetler takımımızı sıralamada ilk 3 arasına taşıyacaktı. Yılardır kırmızı-beyazlı ekibi takip eden taraftarımız bu şekilde tezahür eden haftalarda istenileni yapamadığımıza defalarca şahit olmuştur ki, yine geleneği bozmadan devam ediyoruz.
Kayserispor müsabakasına gelecek olursak, rakip son 7 haftadır puan alamayan hatta son 2 maçtır rakip fileleri havalandıramayan, transfer yasakları ile boğuşan ve kaliteli oyuncularını kaybeden mental olarak bitik olan bir takım olarak karşımıza çıkıyordu. Saha zemini ve hava koşulları dışında bütün şartlar Antalyaspor’u favori olarak gösteriyordu. Geçen haftaki yazımızda belirtmiştik, saha zeminleri iyi oyun ve sporcu sağlığı için tehdit olmaya devam ediyor. Özellikle Kayseri Kadir Has Stadyumu zeminini gördüğümüzde haklılığımız bir kez daha tescillenmiş oldu. Maçın başlama düdüğü ile birlikte gördük ki oyuncular saha zemininde ayakta dahi zor duruyorlardı. Futbol oynamanın çok da kolay olmadığı zemine birde soğuk hava eklenince ilk 30 dakikada sahada ne yaptığını bilmeyen Antalyaspor izledik, akabinde 1 dakika sonra Ramzi Safuri’nin milimetrik pas asisti ile suskun golcüsü Sam Larsson’un klas golü ile deplasmanda skoru kendi lehine çevirmiş oldu. Bu pozisyonun 10 dakika sonrası bu kez Saric’in aynı pası Adam Buksa’ya servis edip al da at dediği asisti kötü vuruş tercihi ile gole çeviremeyince maçı bitirme şansını kaybetmiş olduk.
Müsabakanın ikinci yarısında Kayserispor son şansı olduğu bilincinde sahaya çıktı. Bütün gücü ile puan veya puanlar almak için Antalyaspor’un üzerine daha fazla gitmeye başladı. İlk günden beri yazdığım yan top zaafı olan kalecimiz Helton Leite’ nin zamanlama hatasından çıkamadığı pozisyonda Ali Karimi’nin kendisinin de beklemediği ve enteresan vuruşu ile beraberliği yakalamış oldular. Daha sonra skoru kendi lehlerine çevirecek pozisyonları bulmalarına rağmen başka gol olmayınca müsabaka berabere bitmiş oldu. Rakip Kayserispor adına mağlubiyet serisine son verdikleri için başarı kabul edilebilir sonuç olsa da, galibiyet alması halinde sıralamada 4. sırada yer alacak Antalyaspor için kaçan balık büyük olur tabiri vücut bulmuş oldu.
Sezon başı planlamasında küçülmeye giden ekonomik olarak sıkıntı yaşadığı dönemlerde en iyi oyuncuları ile yollarını ayıran ve ekonomik olan futbolcuları kadrosuna dahil eden Antalyaspor için mevcut durum çok başarılı görünebilir. Fakat ligdeki diğer takımların sürekli geriye giden performanslarını görünce kazanamadığımız maçların üzüntüsünü fazlası ile hissediyoruz.
Kadro derinliğinin yeterli olmadığı ve kulübeden gelen katkının yeterli olmadığını defalarca yazdık, ne kadar haklı olduğumuzu son haftalarda görmeye başladık. Sergen Yalçın’ın maç içerisinde yapamadığı değişikliklerin sebebi de bununla ilgilendirmek yanlış olmaz. Son haftalarda aynı 11 oyuncusunun %80 oranında 90 dakikayı tamamladığını görüyoruz. Rotasyonda kullanacağı oyuncusunun sınırlı olması sebebiyle aynı kadro ile devam etmek zorunda kalıyor. Fakat bu kadronun ne kadar daha aynı şekilde devam edeceği, sahada gerekli katkıyı vermeye ne kadar daha sürdürecek olmalarını izleyeceğiz.
İlk 5 hedefi koymaya devam ediyorsanız, bu takım için en az 3 oyuncunun takviye yapılması elzem olmuştur. Eğer bu sezonu kurtaralım önümüzdeki yıllara ekonomik olarak güçlü bir Antalyaspor olarak devam edelim diyorsanız bu kadro öyle ya da böyle ligi ilk 10 sıra içerisinde tamamlar. Sizlerin de maceraya girmenize hiç gerek kalmaz.