İstikrarlı Yükseliş
Ahmet Çolak yazdı…
Antalyaspor kulübünde dernek, vakıf ve anonim şirket olarak oluşan sac ayağı son dönemde maalesef anlamsız bir şekilde faaliyetlerini güçler dengesi ve iktidar hırsı ile yönetilmez hale getirmek istediğini üzülerek takip eder olduk. Hafta içi yaşanan toplantılar, denetleme raporlarının açıklanması ile gerginliklerin yaşandığı hatta toplantıyı terk edenlerin olduğunu kulübe yakın kaynaklardan öğrenmek durumunda kalıyoruz. Net açıklamaların yapılmamış olması kırmızı beyaz renklere gönül veren taraftarlar ve camiamızı endişeye sevk etmektedir.
Hafta içi yaşanan çalkantılı durumun hafta sonu oynanacak olan müsabakada futbolcularımızı etkilemediğini görmek, sevindirici durum olarak arz etmiştir. Sahada ne yaptığını bilen ve oyun disiplininden kopmayan bir oyuncu grubu vardı. Rakip İstanbulspor takımının ligin vasat ekipleri arasında yer alıyor olması da takımımızın sahada daha iyi ve diri durmasına sebebiyet verdi. Pozisyonları bulup skoru yapamayınca rakibin en iyi yaptığı ve tek taktik prensibi olan hızlı geçiş oyunundan golü kalemizde görmüş olduk. Duran topta stoperler ile birlikte hücumda iken, rakip korner direğine yakın bölgede Jehezkel’in anlamsız top kaybı ve orijini sağ bek olmayan Bünyamin’in top ile rakip arasına girmek yerine takip ederek durdurma isteği, hızlı kanat oyuncusunun gerisinde kalıp hamle şansı olmadığı için kolay bir gol ile mağlup duruma düşmüş olduk.
Takımımızdaki oyun disiplini ve kazanma hırsı bu maçı çevirebileceğimiz hissini müsabakanın her anında bizlere göstermiş oldu. İlk 45 dakikada golü bulamamış olsak da, ikinci yarının ilk 15 dakikasında Saric-Güray ve Adam Buksa’nın kanat organizasyonunda bulduğumuz art arda goller ile rakibin fişini çekmiş olduk. Oynanan iki maç ve son müsabakada skor katkısı yapan Polonyalı golcü sezona damga vuracağının sinyallerini fazlası ile vermiş oldu. Fenerbahçe maçı oyun temposundan sonra kazanılan Samsunspor ve İstanbulspor müsabakalarının vasatın biraz üstüne çıkması, bir bölüm taraftarı endişelendirdi fakat kazanmak ve seri yakalamak hem takım hem de camia adına çok olumlu gelişmelerdi.
Takımda oyun şablonu ve rakibe göre pozisyon alma becerisi her geçen gün üzerine koyarak devam ediyor. Oyuna başlama formatı 4-3-2-1 gibi olsa da, maç içerisinde rakibi karşılarken 4-4-2’ye de dönebiliyor. Son iki maçtır müsabakanın son bölümlerinde 5-4-1’e döndüğüne şahit olduk. Takımın maç içerisinde yerleşim durumu alması ve taktiksel değişiklikleri disiplinli uygulaması önümüzdeki maçlar için umut verici gelişmeler.
Nuri Şahin’in son iki maçta dikkatimi çeken yaptığı değişiklikleri aynı isimler ve hatta neredeyse aynı dakikalarda yapmış olması, bu da insana Ersun Yanal’ın ismini hatırlatıyor. O da prensip olarak aynı şeyleri yapıyordu. Burada kulübedeki oyuncuların kalite olarak ve sonuca direkt katkı sağlayacak yetenekte olmamasını başlıca sebep olarak gösterebiliriz.
İki haftalık galibiyet serisinden sonra hafta sonu oynanacak olan Galatasaray müsabakası hem yönetim hem de taraftar açısından çok önemli bir hal aldı. Yönetim olarak rakip takım sempatizanlarına da yönelik yaptırımlar almak, taraftar adına da itici güç olarak 90 dakika takımına destek olup galibiyet serisinin devamı için sahadaki oyuncu grubu ile bütünleşerek müsabakanın sonunda üç puan sevincini hep beraber kutlamak en büyük hedefleri olmalıdır.