İlk Golün Önemi
Göztepe maçı, bu zamana kadar sahada uyguladığımız iki farklı oyun düzenini sahaya yansıttığımız, her iki devrenin de bu farklı iki düzende oynandığı bir müsabaka oldu…
Cumartesi günü oynanan Göztepe maçı, bu zamana kadar sahada uyguladığımız iki farklı oyun düzenini sahaya yansıttığımız, her iki devrenin de bu farklı iki düzende oynandığı bir müsabaka oldu.
Müsabakanın ilk yarısında topa sahip olarak, rakip takıma baskı yaparak, taraftar desteği ile birlikte bulmuş olduğumuz gol neticesinde skor avantajını elde ettik. Daha sonra aynı şekilde ikinci golü bulup galibiyeti perçinlemek yerine, Bülent Hoca’nın taktiği ikinci yarıda topu rakibe bırakıp takım halinde savunma yapmak, ağırlaşan, kısa paslar için olumsuz olan zeminde rakip sahaya oynanan uzun toplarla pozisyon bulmak, duran top ve kontra atak taktiği ile skoru arttırmak düşüncesi oldu.
Rakip takım bulmuş olduğumuz golden sonra özellikle de maçın ikinci yarısında bulduğu çok net pozisyonları değerlendiremeyip Boffin’e takılırken, maçın hemen başında Serdar Özkan’ın bireysel yeteneği ile gelen gol ve 90 dakika boyunca takım halinde sahada gösterilen hırs, azim, mücadele ve istek neticesinde tribünlerin de desteği ile cumartesi günü inanılarak kazanılan, hanemize bu şekilde 3 puanın daha yazıldığı bir karşılaşma oldu.
Bu galibiyet ligin ilk yarısındaki son 3 karşılaşmadan önce bize ilaç gibi geldi. Aksi bir sonuç bizleri puan tablosunda aşağıya doğru çekebilirdi.
Puanların birbirine çok yakın olduğu bu sezonda, Bursa ve Malatya deplasmanlarından yenilmeden dönmek mevcut konumumuzu korumak adına çok önemli.
Takımdaki bu hırs, azim, istek ve inanmışlığın korunarak yükselmesi en büyük temennim. Yoksa takımın Bülent Hoca önderliğinde taktiksel olarak iyi oynayıp kazanacağı bir karşılaşma olmayacak gibi görünüyor.