İki Gelsin İki
Levent Sağlam yazdı…
Antalyaspor, Altay karşısında aldığı galibiyetle 12. haftayı üç puanla tamamladı. Bu galibiyetle ise hem alttaki dokuz puanlı gruptan uzaklaştı hem de üstteki on beş puanlı grubun içine dahil oldu. Böylece iki haftalık milli araya rahat bir şekilde girilmiş oldu. İki haftalık milli aranın eksikleri gidermek adına tabiri caizse Antalyaspor’a ilaç gibi geleceği kanaatindeyim.
Dün uzun zamandır hasret kaldığım bir Antalyaspor izledim. Oyunun birinci dakikasından itibaren rakibini ablukaya alan, ters ve uzun toplarla rakibin defans bloğunun arkasına sarkarak pozisyon üreten bir Antalyaspor vardı. Antalyaspor defanstan uzun oynayarak ikinci bölge diye tabir edilen orta sahada oyalanmadan oyunu direk ön tarafa yıkmayı başardı. Bunda da rakip Altay’ın oyun düzeninin etkisi vardı. Zira rakip Altay takımı defansını orta sahaya yakın kurup ön tarafını da yine orta sahada tutunca Antalyaspor’a uzun oynayıp pozisyon üretmek düştü. Fakat bu kadar pozisyon üreten Antalyaspor bir türlü ilk golü bulamadı.
İlk gol önemlidir. Kazara yiyeceğimiz bir golün telafisi kapanan takımlara karşı zor olur. Buna da Boffin’in boşa çıktığı pozisyonu ve Veysel’e verdiği kısa düşen pası örnek olarak verebiliriz. Yani atamayana atarlar diye sıkça söylenen bir söz vardı. İlk yarıdaki yaşadığımız stres tam da buydu.
Oyunun ikinci yarısına gelmeyen golle başlamak herkesi rahatlattı. Dakikalar 49’u gösterirken Bünyamin’in pasında Mukairu adeta Altay defansını ipe dizerek sağ çaprazdan düzgün bir vuruşla Antalyaspor’u öne geçirdi. Oyunun ikinci yarısında da yine oyuna hakim olan , yönlendiren ve pozisyona giren bir Antalyaspor vardı. Fakat bir farkın futbolda garantisi yoktu. Bu sefer de ikinci golü beklemeye başladık. Çünkü girip de değerlendiremediğimiz pozisyonlar vardı. Adeta iki gelsin iki demeye başladık. Zira Altay üç oyuncu değiştirip çıkmaya başlayınca Antalyaspor’da skoru koruma içgüdüsü başladı.
Oyunun 60. dakikasından sonra biraz daha defans güvenliğini ön plana çıkaran bir Antalyaspor vardı. Dakikalar yetmişi gösterirken ise Nuri Şahin’in Ghacha ve Gökdeniz’i oyuna almasıyla ön tarafta daha diri bir Antalyaspor görme isteği akıllıcaydı. Zira ikinci golü düşünmek adına yapılan bu hamle aslında dakikalar seksen dokuzu gösterirken meyvesini verecekti. Bu dakikada Ghacha ve Gökdeniz ikilisi, Altay defansını ikiye bir yakaladı. Ghacha kendisi vurmayıp Gökdeniz’e verse ikinci golü çok rahat bulabilir ve takım olarak rahatlardık.
Bu karşılaşmada Antalyaspor’u izlemek bir taraftar olarak beni çok heyecanlandırdı. Devamlı hücumu ve golü düşünen bir takımı olan hangi taraftar heyecanlanmaz mutlu olmaz ki! Futbolun meyvesi gol derler ya, bir de girdiğimiz pozisyonları değerlendirseydik daha da iyi olacaktı.
Yazının başında milli aranın Antalyaspor’a ilaç gibi geleceğini söylemiştim. Bunun da nedeni gerek sakat oyuncuların dönmesi gerekse mental olarak düşüş yaşayan oyuncular var ise kendilerini toparlaması ve Nuri Şahin’in tespit ettiği eksikliklerin giderilmesi açısındandı.
Taraftarına güzel bir hafta sonu yaşatan Antalyaspor’dan taraftarına umut olması temennisiyle…
Çocuklar inanın inanın çocuklar,
Güzel günler göreceğiz güneşli günler!