Hazırlanın Kalkıyoruz
Ha çıkışa geçtik ha geçiyoruz derken ilk yarının sonuna yaklaştık. Önümüzde çok önemli bir Fenerbahçe maçı var …
Son yıllarda gittiğim ve gidemediğim Konyaspor deplasmanlarından galibiyetle döndüğümüzü hatırlamıyorum. İç sahada da çok fazla şansımızın tutmadığı bir takım Konyaspor. Yetmezmiş gibi bir de deplasman yasağı gelince, sezon başından beri deplasman galibiyeti olmayan Antalyaspor’un taraftarından yoksun maçta galibiyet almasını çok da olası görmedim açıkçası. Nitekim son dakikalarda Eto’o’nun sahneye çıkıp attığı gol ile bir puanı kopardık.
Hafta içinde yüreğimizi ağzımıza getiren olaylara şahit olduk. Birtakım sözlerin yerine getirilmediğini dile getirip, sözlerini dahi tamamlayamadan basın toplantısını terk eden Ali Şafak Öztürk, seçimli olağanüstü genel kararı aldığını vurguladı ve o andan itibaren tabir-i caiz ise ak ile kara bütün şeffaflığı ile gözler önüne serildi. Başkanın sitem dolu sözlerinden sonra karşı atağa geçen sözüm ona Antalyasporlular yıldız transferlerinden girdi, hiçbir dayanağı olan borç miktarından ve bu borç miktarından sebep Başkanın kaçtığından çıktılar ve Antalyaspor ile ilgili herhangi bir kötü gidişte nerede duracaklarını tam olarak göstermiş oldular. Ve bizlerde her şeyi olduğu gibi bunu da bir kenara iliştirdik. Kulübün yaptığı ayrıcalıklı organizasyonlara katılabilirlerse yönetime de söyleyeceklerimiz olacak. Hiç kimse merak etmesin. Çünkü biz her şeye orta yerinden bakıyoruz. Yani Antalyaspor cephesinden.
Geçmiş yazılarımda bahsetmiştim. Antalya’da sadece spor camiasında değil, şehrin genelinde farklı bir kültür hakim. Kendinden başkasının güzel bir şeyler yapmasını destekleyen ileri gelen sayısı çok az. Kendi yapamıyorsa başkasının da yapmasını istemeyen bu kitle Antalyaspor’un etrafında da kümelenmiş. Kendileri yoksa kulübün ne durumda olduğu çok önemli değil. Hatta olabildiğine kötü gitsin ki, bu güruh etkili muhalefet edebilsin. Spor kamuoyunu takip eden herkes bahsettiğimiz kişileri çok net şekilde tesbit edebilecektir. Durum bu şekilde ilerlediği için de, bu kesimin ortalamasından çok daha genç ve ayak oyunları konularında daha az tecrübeli olan Ali Şafak Öztürk’e herkes iki kişilik destek vermeli. İki kişilik yanında durmalı ve bunu hissetirmeli. Kulüp vizyonunun nereden nereye geldiğini, geçtiğimiz haftalarda Eto’o’lara, Nasri’lere burun kıvırabildiğimiz bir camia olduğumuzu unutmadan iyi şeyler yapmaya çalışan kitlenin yanında olunmalı.
Ha çıkışa geçtik ha geçiyoruz derken ilk yarının sonuna yaklaştık. Önümüzde çok önemli bir Fenerbahçe maçı var. Özellikle bekleneni veremeyen yıldız statüsündeki oyuncuların bu maçta kendilerini göstermek için ekstra çaba sarfedeceklerini düşünüyorum. Bu maçtan gelecek galibiyetin önümüzdeki haftalara olumlu yansımalarının olacağını ve ilk yarıyı ilk on sıra içerisinde bitireceğimizi düşünüyor ve hazırlanın kalkıyoruz diyorum.
Yine Fenerbahçe maçı öncesinde, şu günlerde 07 Gençlik’in bir koreografi çalışması içerisinde olduğunu biliyoruz. Bu sebepten, karşılaşmayı Kuzey Kale Arkası tribününden takip edecek taraftarlarımızın maçtan bir saat önce tribündeki yerlerini almalarını ve bu görsel şölene katkı verip dahil olmalarını diliyorum. Kış mevsiminin kapıya dayandığı şu günlerde gece gündüz demeden pankart çizen/boyayan bütün arkadaşlarımızın/büyüklerimizin emeklerinin karşılığını Pazar akşamı güzel bir galibiyetle almak umuduyla…
Mutlu haftalar…