Harakiri

Hakan Aydın yazdı…

Harakiri
27 Kasım 2019 09:23

Görevine yeni başlayan ve ilk teknik direktörlük deneyimini Antalyaspor ile yaşayacak olan çiçeği burnunda Tomas için hepimizin aklında olumlu ya da olumsuz düşünceler bulunmaktaydı. Takımla beraber 10 günlük bir zaman geçiren Tomas, sahada oynayacağı oyun şablonunu yaptığı açıklamalarla az çok belli etmişti. Ofansif bir oyun düzeni ile sahaya çıkacağını tahmin etmek hiç de zor değildi.

Bülent Korkmaz’ın son maçı olan Çaykur Rizespor maçının analizindeki başlığım “Kamikaze” idi. Bunun nedeni de artık kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı için Japon intihar pilotları kamikazeler gibi şuursuzca rakibin üstüne bodoslama şekilde saldırmasıydı. Adeta “olmak ya da olmamak” der gibi bütün hamleleri yapmıştı.

Yeni gelen hocamızla ilk maçımız olan Gaziantep FK maçının kadroları açıklandığında ve takımlar seremoni için tünelden çıktığında tribünde ve ekran başında olanlar için oldukça sürpriz bir kadro sahadaydı. Başlama vuruşu ile birlikte takımın saha içindeki düzeni ve sahaya yerleşmesi, ender takımların uyguladığı 3-5-2 dizilimi gibiydi. Stoperde Charles ve Celustka, sağ bekte Bahadır, önünde Nazım ve yine sol içte Tarık Çamdal, orta ikilide Hakan ve Ufuk, ileride Mukairu ve zaman zaman Aatıf, Amilton ile ileri uçta çift forvet gibi oynadık. Maçın ilk 20 dakikası sanki kupa finali ya da küme düşme maçı oynar gibi top bir o kalede bir bu kaledeydi. Adeta halı saha maçlarını andırdı. Orta sahalar her iki takım açısından da hızlı geçildi. Böyle olunca da hop oturup hop kalktık. Gerçi çok fazla gol pozisyonuna girdik ama bizim bulduğumuz kadar rakip de gol pozisyonu buldu. 

Yine Amilton ile hızlı atağa çıkarken Amilton’un düşürülmesi kırmızı kartın karesi idi ama futbol dünyasında adı eyyamcıya çıkan Hüseyin Göçek, kırmızı kartı es geçerek Gaziantep’i adeta ödüllendirdi. Sakat olan Amilton maça devam edince rakip atağında topa müdahale edemedi ve kalemizde golü gördük. Sakatlanan Amilton’u oyundan almamak teknik heyetin mi yoksa sağlık ekibinin mi hatası bilmiyorum ama affedilmez bir hata oldu.

Yediğimiz golden sonra riskli oyunumuzu sürdürmeye çalıştık. Amilton’un yerine oyna dahil olan Gustavo yine bildiğimiz gibiydi. Sahada varlığı ile yokluğu belli değil gibiydi. Gustavo’nun oyuna dahil olmasıyla Tomas sahada taktiksel olarak değişikliğe gitti. Böylece Mukairu’yu kanata çekip, üçlü orta sahaya döndü. Aatıf ve Mukairu kanatlara, Nazım eski mevkisi olan savunmanın sağına, Bahadır da stoper mevkisine döndü. Takım alıştığı oyun düzenine dönünce rakibe fazla pozisyon vermedik. Biz de pozisyonlar bulduk ama ne var ki Gustavo ve Mukairu pozisyonları hoyratça harcadı. Devre böyle bitince maçın ikinci yarısına ilk yarıdaki gibi istekli ve hırslı başlayamadık. Bence bundaki en büyük etken Stjepan Tomas’ın maçın başında oynatmaya çalıştığı ofansa dönük taktikten ötürü futbolcuların dili adeta dışına çıktı. Oyuncularımız tek tek sakatlanmaya başladı. Bu durum şunu gösteriyor bizlere, ya bu takım sezon başı iyi çalışmamış ya da yeni gelen teknik ekip fazla yükleme yapmış. Gerçi bu sakatlıklardan sonra oyuna giren Serdar ve Doğukan, oyuna hareketlilik getirdi. Maçın başındaki tempoya geri döndük, rakibi bunalttık ve beraberlik golünü zor da olsa bulduk. Fakat galibiyeti getirecek golü bulamadık. Gustavo Blanco adeta hayalet bir santrfor gibiydi. Bu oyuncuyu bize kim pazarladıysa helal olsun demek lazım. 

Yeni teknik direktörümüz Stjepan Tomas’a gelirsek, ilk itirazım şu olacak. 3-5-2 gibi dünya futbolunda çok az takımın oynadığı bu sistemi oynarken kanatlarının her ikisinin de mükemmel olması lazım. Antalyaspor’un kadro yapısı bu taktik sisteme uygun değildir. Eğer bu sistemle oynarsanız, her maç sürprizlere gebedir ve farklı mağlubiyetleri yanında getirir. Hoca bu sistemde oynadığı sürece kendi kendine harakiri yapar. Bir de futbolcu grubu açısından bakmak lazım, uzun süre birlikte oynama alışkanlığı olan oyuncu grubu bir anda yeni bir sisteme geçince ve kadronun temel taşı dediğimiz Diego, Serdar ve Boffin on bir dışında kalıp, oyuncuların da mevkisi değişince bu durum takımın kimyasını bozar.

Düşünün bir kere, az çok hepimiz araç kullanıyoruz. Biz ve bir çok ülkede trafik sağ şeritten akıyor. Nadir olarak KKTC ve İngiltere’de trafik soldan akıyor. Buradan Kıbrıs’a giden bir T.C. vatandaşı araç kullanmaya kalkarsa şaşırıp kalır ve beyni allak bullak olur. Ezber bozulur, trafik düzenine alışmak zaman alır ve çok sayıda hata yapılır. Futbol sistemleri de böyledir, öyle gömlek değiştirir gibi sistem değiştirilmez. Yukarıdaki araç örneğinde olduğu gibi futbolcularda bir anda değişen sisteme ayak uyduramazlar ve birçok hata yapılır. Sevgili hocam, binayı ayakta tutan kolonlardır. Sen kolonları yıkıp odayı genişletmeye çalışırsan, bina yıkılır. ence sistemi değiştirmeden küçük dokunuşlarla başarıyı yakalayabilirsiniz.

Xsentius’un da dediği gibi; “Rüzgarın yönünü değiştiremediğinde, yelkenlerini rüzgara göre ayarla.

ETİKETLER: ,