Fernando’nun Hediyesi
M. Okan Okuş yazdı…
Dünya Kupası arasının ardından iki hafta içi maçı ile futbola döndük. Takımda düzenli oynamayan oyuncularla çıktığımız kupa maçında yaklaşık 60 dakikayı heba ettikten sonra başta Ghacha olmak üzere giren oyuncuların katkısı ile maçı çevirdik. Maalesef kadro derinliğimiz kısıtlı; kupa maçında oynayanların ekstra katkı verememesinin etkisi lig maçında da görüldü.
Ankaragücü maçına dönecek olursak, sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. bu sezon Antalya’ya gelen en kötü deplasman takımı Ankaragücü idi. Maçın başından itibaren yakaladıklarımızı gole çevirsek daha ilk yarıda 4-5 olacak maçtı. Ama Fernando ve Luiz Adriano’nun yakalayıp kaçırdığı pozisyonlar maçın kaderi oldu.
Fernando, Antalyaspor’da Haji’den sonra en maliyetli isim. Birçok kritik maçta ağırlığını koyup kalitesi ile çok maç çevirdi. Ama hayatta olduğu gibi futbolda da dün yoktur. Savunma arkasında topla buluştuğunda özgüveni yüksek oynamasından ötürü kaptırdığı toplar tehlike yaratıyor. Bu maçta da yaptığı inanılmaz sayıda top kaybı da tempo yapmamıza engel oldu. Özellikle takip ettim, orta sahada çıkış anındaki kayıpları maça ortak bile olamayacak takımı oyunun içine çekti. Çok rahat pozisyonda yakaladığı üste yapacağı plase, Bünyamin’in çaprazdan girdiğinde anlamsızca topun arasına girmesi %100’lük iki gol pozisyonunu boşa harcattı. Maçın ikinci yarısında kritik noktalarda yaptığı top kaybı, sahada kaldığı 90 dakikada takımı net şekilde eksik bıraktı.
İki senedir ortada olmayan Sinan Gümüş, beklentilerin altına süratle inen Luyindama ve hastalığı nedeni ile oynayamayan Nakajima derken kenardan katkı alamayan takım durumuna düştük. Daha önce de demiştim, sene sonu takımda sözleşmesi biten %70’lik oyuncu kadrosu var. Maalesef kalanlardan verim alamadığımız ve almayı da pek beklemediğim Gökdeniz, Ataberk, Soner gibi isimler var. Bu sezon başı kadro mühendisliğinde beklenmedik hatalar yaptık. Ankaragücü maçında Ghacha’yı ve Larsson’u çıkardığınızda aynı kalitede kenardan gelecek isim yok. Verim alamadığımız her oyuncu takımda ağır maddi yük.
Takım Trabzon’u yenerken de Karagümrük maçında geriden gelirken de nasıl bizim takımımızsa, yenilirken de bizim takımımız. Bu kadar net pozisyon yakalayıp atamamak oyuncuların bireysel beceriksizliği. Takımı yuhalayıp gömmenin alemi yok. Gerçi geçen sene altı maç yenilmeden gelip Kayserispor maçında da takımı yuhalayan aynı taraftar olunca söylenecek sözlerin ucu kalp kırmaya kadar gidiyor.
Kaybedecek kadar kötü oynamadık. Ama bu tip maçlar kırılma maçlarıdır. Bakın daha maçta iken Kayserispor’un 3 puanının silindiğini okudum. İyi niyetle çalışan ve çabalayan başkan ve yönetim ile iyi yolda olmaya çalışan bir hocaya sahibiz. Mutlaka gerekli takviyeler yapılacaktır. Tepkilerimizde ayarı tutturalım.
Saha zemini top yapmayı isteyen takımımız için de sorun. Zamanında proje üstünde yapılan onlarca değişiklik sebebiyle saha içinde çimlerin sağlıklı güneş alması engellenince yapay ışık takviyesinde maddi yükten başka işe yaramaz oldu. Şehirlerarası otobüs terminalinin taşınması gündemde. Yeni raylı sistem projesi de Sarısu’dan Kundu’ya kadar uzanacak. Otogar raylı sistemin birleşme noktası. Tribüne gelecek seyircinin neredeyse tamamı aracına ihtiyaç duymadan stada ulaşabilecek. Bence mevcut stadın yeri, otogar arazisi ile takas edilmeli ve şehre daha çok yakışacak, en az 50 sene hizmet verecek çok daha modern bir stadımız olabilir. Allah bize ne kadar ömür verir bilemiyorum ama 10 sene içinde Antalya gündeminde yeni stat tartışması konuşulmaya başlar.
Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır. – Aliya İzzetbegoviç