Fenerin “Ümit”i Var
Hakan Aydın yazdı…
3 Şubat Çarşamba günü yine bir hafta içi ve yine bir İstanbul takımı olan Beşiktaş karşılaşmasında Ersun Yanal yine Fenerbahçe maçının bir kopyası bir kadro ile çıkmıştı. o günkü kadroda sadece Hakan yoktu. Kadıköy’de bu şekilde oyuna başlamasının en büyük sebeplerinden biri de her iki İstanbul takımının da hızlı kanat adamları ve forvet hatlarının Süper Lig’in en kaliteli ayakları olması ve hızlı hücum oyuncularının bu iki ekipte olması idi.
Hocanın böyle bir dizilişte amacı, top özellikle rakipte iken Kudriashov, tıpkı bir 3. stoper gibi Veysel ve Naldo’nun arasına girip, göbeği kapatıp Eren ve Amilton ile kanatları kapatıp, Fenerbahçe ileri ucu ve orta alanına gol şansı vermemekti. Karşılaşma başlayınca gördük ki Ersun Yanal bir kez daha haklı çıktı. Alanları kapatarak rakibe pozisyon vermediği gibi, kaptığı toplarla da orta alanı hızla geçip pozisyonlar buldu. Henüz dakika 12’de rakip savunmanın hatasıyla golü de buldu.
Bu dakikadan sonra sahneye Ümit Öztürk denen can simidi çıktı. Antalyaspor’un Fenerbahçe kalesinde tehlikeli olabilecek her atağını adeta bir stoper gibi ağzındaki düdükle kesti. En küçük harekette oyuncularımızı sarı kartla cezalandırdı. Hele bir pozisyon var ki Amilton ile ceza sahasında, net penaltı. TFF’ye diyeceğim şudur ki, kimi istiyorsanız onu şampiyon yapın. Bu Antalyaspor’u ilgilendirmez. Hakem penaltıyı verse, 2-0’dan dönmesi zor olur diye penaltıyı çalamıyor. VAR desen, forma rengine göre “YOK“.
2. yarıya da aynı oyun düzeni ile başlayan Antalyaspor, bloklar arasını ilk yarıdaki gibi kapatarak savunma güvenliğinden ödün vermedi. Rakip Fenerbahçe ise geride olmasının etkisi ile orta alanı bir eksiltip forveti ikileyerek, savunma güvenliğini ikinci plana attı. Bu da Antalyaspor için bulunmaz nimetti. Rakip Fenerbahçe’nin arka alanda geniş boşluklar bırakacağı bir oyuna dönüşeceği, az çok belli olmuştu. 2. yarının hemen ortalarında Gökdeniz kendi yarı alanından topu alıp Altay ile karşı karşıya kalıp golü atamaması inanılır gibi değildi. Hele sağ kanattan gelen Amilton’a çıkarsa, Amilton’a bomboş kaleye göndermek kalırdı. Gökdeniz maalesef bunları çok yapıyor. Gerek hırs gerek kendini ispat etmek adına bencillik yapıyor.
Bu pozisyonun hemen ardından köşe vuruşunda gelen topa Veysel çıkarken, Fenerbahçe kalecisi Altay hem Veysel’i formasından çekip hem de yumrukluyor. Bunun karşılığı penaltı ve kırmızı kart olmalıydı. Maç tam Antalyaspor’un istediği gibi giderken kenar yönetimi bana göre büyük bir hata yaparak dörtlü defanstan üçlüye dönerek Naldo’yu çıkarıp forvete Orgill’i alınca Antalyaspor savunma bloğunun ritmi bozuldu. Üçlüye dönünce Fenerbahçe, Antalyaspor’un üstüne geldi. bundan önce Fenerbahçe, Antalyaspor’un üzerine hiç gelemiyordu. Maç orada döndü. Daha defans hattı yerleşimini yapamadan Antalyaspor, kalesinde golü gördü.
Maçın berabere gelmesinin ardından %100 diyebileceğimiz en az iki net pozisyonu bomboş kaleye gönderemedik. Rakip Fenerbahçe atak yaparken, pusuda bekleyen Ümit Öztürk penaltı noktasını gösterdi. VAR’daki hakem artık uyanmış olacak ki, penaltı olmadığını Ümit Öztürk’e söyleyip penaltıyı iptal ettirdi. Ümit Öztürk, adeta Fenerbahçe taraftar grubu 12Numara.org grubunun üyesi gibiydi. Ne yazık ki farklı kazanacağımız maçı berabere bitirmek, Antalyaspor’a gönül veren herkesi üzdü.
Oynanan oyunda Antalyaspor, takım olarak üstüne koya koya gidiyor. Savunmada Kudriashov, Naldo çıkana dek hatasız oynadı. Nuri oyunun görünmez kahramanı, binanın taşıyıcı kolonu gibiydi. Gökdeniz acemi asker gibi, ne yapacağını bilmiyor. Amilton sağ kanatta etkisini kaybedip etkili olamıyor. Kaçan balık ise büyük oluyor.
Son sözüm, Platon’dan futbol dünyasına gelsin:
“Her yerde tek bir adalet ilkesi vardır: Güçlünün çıkarı“