Durum Vahim
İyi günde de kötü günde de eğer Antalya çocuğuyum diyorsan en önde sen olacaksın Zeki Yıldırım …
Rıza Çalımbay’la yeni bir başlangıç umuduyla pazartesi 19.00 gibi ters bir saate rağmen tribünlere gelen 10 bin civarı Antalyaspor sevdalısını tebrik etmek gerek en başta. Bu kadar kötü oynayan bir takımın maçını hala 10 bin kişi izliyorsa helal olsun demek düşer bana.
Saha içinde Morais öncesi ve sonrası farklı ne vardı diye soracak olursanız, ben futbolcu isimleri dışında farklı bir şey ilk maçta göremedim. Tabiki Rıza Çalımbay’ın şapkadan tavşan çıkarmasını beklemiyordum ama özellikle ilk yarıdaki futbol gerçekten çok kötüydü.
Kalede Ferhat tercihi ilerleyen haftalarda başımızı yakabilir. Zira çıkışlarıyla, kaledeki duruşuyla hiç güven vermiyor. Deniz Kadah’ın kanatta, Danilo’nun ise göbekte oynaması sanki takımın ileri çıkışlarında daha olumlu işler yapmasına sebep olabilirdi diye düşünüyorum.
Maalesef sahada görüyoruz ki yedi haftadır maç kazanamamanın stresi, futbolcuların özgüveninde de ciddi bir problem yaratmış. Şu andaki Antalyaspor 22 kişilik kadrosuyla 11’e 11 maç yapsalar kendi aralarında o maç bile berabere biter. Bu takımın mevcut durumda bu ligde yenebileceği bir takım maalesef yok. Burada iş Rıza Hocaya düşüyor. Umarım en kısa zamanda takımı toparlamayı başarabilir.
Takımın en büyük problemlerinden biri ileri çıkarken çok yavaş hareket etmesi ve hızlı şekilde ileri çıkamaması. Burada iş orta saha oyuncularına düşüyor. Orta sahada Zeki ve Charles gibi savunma yönleri güçlü, ofansif yönleri zayıf 2 futbolcuyu görünce zaten bu takımın neden ileri çıkamadığının cevabını buluyoruz. İkisinin aynı anda oynadığı bir takımda onların önünde Batalla, Aatıf gibi top tekniği yüksek bir oyuncu yoksa hücuma çıkmanız ancak kanatlardan olur. Son dakikada yediğimiz gol işin bahanesi kısaca, takım zaten oyunun genelinde maçı kazanacak bir oyun ortaya koymadı.
Maç sonu tepkiler yerinde ve gerekliydi. Sadece yabancı futbolcuların ve Ferhat, Deniz ikilisinin tribünlerin önüne gelebilme cesaretini gösterebilmesi, diğer Türk futbolcuların ve özellikle Zeki Yıldırım’ın tribünün önüne gelmemesinin sebebini inanın çok merak ediyorum. İyi günde de kötü günde de eğer Antalya çocuğuyum diyorsan en önde sen olacaksın her zaman Zeki Yıldırım.
Bu arada Deniz Kadah dışında yapılan yeni transferlerden faydalanabildiğimiz bir isim maalesef yok. Bu futbolcular kimler tarafından, ne şekilde bu takıma transfer edildi araştırmak lazım. Her maç sonrası bu transferlerin sorumlularının kulaklarını çınlatıyorum. Süper Lig takımının yönetiminde olup, bu kadar kötü transfer yaptırmanın bir cezası olmalı ve bu cezayı takım ve taraftar değil sorumluları çekmeli.
Gelelim geçen sene lig başından beri yaptığım hesap kitaba… Ligde kalmak için 38 puana ihtiyacımız var. Yani 35 puan eksiğimiz var. Ligin devre arasına 15 puanın altında girersen gelecek sene TFF 1. Lig’in hesaplarını yaparsın. Birbirimizi bu konuda kandırmayalım.
Önümüzde oynanmamış tam 10 maç var. Ben izninizle sırasıyla kafamdan bir puan tahmini yapıyorum :
Beşiktaş (Deplasman) 0 Puan
Kayserispor (Deplasman) 0 Puan
Gençlerbirliği 1 Puan
Trabzonspor (Deplasman) 0 Puan
Adanaspor 3 Puan
Başakşehir (Deplasman) 0 Puan
Fenerbahçe 0 Puan
Bursaspor (Deplasman) 1 Puan
Kasımpaşaspor 3 Puan
Gaziantepspor (Deplasman) 1 puan
= 12 puan eder.
İşte durum bu kadar vahim!