Dost Kazığı
Dostluk içinde geçen geçmişteki hangi maçı kazandık sorusunu hem kendime hem de sizlere soruyorum. Ben cevabını bulamıyorum. Ya siz …
Geçen hafta sonu Trabzonspor ile Avrupa Kupaları bileti için çok önemli bir maça çıktık. Kazansak belki de Avrupa hayalimizi oldukça kuvvetlendirecektik. Ama olmadı. Sahada kötü oyun, alışmadığımız bir Rıza Çalımbay performansı ve artık alıştığımız bir hakem faciası… Ve kaçınılmaz son.
Maçın son düdüğünden sonra hem sahada hem de tribünlerde hüzün hakimdi. Sene başında düşme korkusu yaşarken, şimdi Avrupa kupaları biletini zora soktuğumuz için üzülüyoruz. Futbolculara ve hocamıza kızmaya hakkımız yok. “Canları sağ olsun” diyorum. Adanaspor deplasmanından alınacak 3 puan bizi yine bu yarışın içine sokabilir, umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini de hatırlatıyorum.
Bu maç nezdinde birkaç farklı konuya değinmek istiyorum. Öncelikle her gün üstüne koyarak performanslarını yükselten iki taraftar grubumuza da teşekkür ediyorum. Bize ve stada gelenlere hem görsel açıdan hem de tezahüratlarla güzel bir 90 dakika yaşatıyorlar. Bu maçta Antalyaspor tarihinin ilk 3D koreografisi de yapıldı ve çok profesyonel Avrupa temalı bir pankart yapıldı. Bunun için de ayrıca teşekkürler.
Gelelim can sıkıcı konuya. Her zaman kavgaya, şiddete karşıyım. Ama bu şehirde maç öncesi rahatça dolaştırıp, dost elimizi uzattığımız tribünlerden stadın içine girince küfür yemek zoruma gidiyor. Trabzonspor’la bu yaşananlardan sonra artık bu şehirde kimseyi rahatça gezdirmeme ve deplasman havasını stadın içinde maçın her anında yaşatma taraftarıyım.
Dostluk içinde geçen geçmişteki hangi maçı kazandık sorusunu hem kendime hem de sizlere soruyorum. Ben cevabını bulamıyorum. Ya siz?