Buca’nın Ardından
Net bir skorla rakip mağlup edildi. Yeni hoca, yeni takımının başında üç maçta iki galibiyete uzandı. Camiadaki karamsarlık bulutları dağılmaya başladı. Daha birkaç hafta önce kendi ağızları ile play-offa razı görünen yönetim bir galibiyet ile tekrar şampiyonluk nidaları atmaya başladı. Ancak bunlar bizleri yanıltmasın. Evet skor 3-0 olabilir ama bunlardan ikisinin son dakikalarda geldiğini unutmayalım. Hatta skor 2-0 olduğunda bile hâla rahat maç izleyemeyen Antalyaspor taraftarının günahı nedir?
Oyun anlamında kıpırdanmalar mevcut. Ama tam anlamıyla yeterli diyemeyiz. Lig bitmek üzere ama daha oturmuş bir orta sahamız yok. Emrah isterse yılın golünü atsın ama maçın kalan dakikalarındaki faydasızlığını asla görmezden gelemeyiz. Hücuma kalkışlarımızın ve gollerimizin organize gelişen ataklar olmadığı ortada. Maç boyu rakip defans çizgisinin arkasına atılmaya çalışılan uzun toplarla gol aradık. İlk golü hava topundan bulmamız bunun bir örneği. Olumlu sinyallerden biri de maç boyu önde basıp rakibe rahat oyun kurma şansı vermememizdi. Takımın büyük çoğunluğuna yansıyan istek umut vericiydi. Atılan gollere beraber sevinmek, takım olmak adına güzel bir görüntüydü.
Alınan skoru, umut kıvılcımları barındıran oyunu değerlendirirken rakibin maçtaki kötü oyununu da hesaba katmak gerekir. Asıl önemli olan böyle skorları kalan dokuz haftaya taşıyıp ilk ikiden çıkmak için tüm şansımızı kullanmak olacaktır.