Boş Salona Tiyatro
Fahrettin Kayan yazdı…
Daha bu sezon ligin 10. haftasında Erzurumspor deplasmanında yaşanılandan sonra söylemeye başladığım ve söylemekten de bıkmayacağım tiyatro bitmiyor.
37. hafta oldu, arada oynanan 27 maçta yaşanılanlar ortada. Sürekli geriye gidiş var, “Artık bu da olmaz” dediğimiz ne varsa yaşıyoruz. Yetmiyor, daha da beterini görüyoruz.
Ligde 21 takım var. Sorsan herkes şikayetçi herkes veryansın ediyor. Kaybeden, birilerini suçluyor anladık da kazanan da suçlamaya başladı.
İki maç üst üste rakibin maçını yönetmiş Mete Kalkavan’ın yönettiği maç ortadayken, kazanan Galatasaray yine hakemden şikayetçi oluyor.
Mete Kalkavan’ın sadece verdiği kırmızı kartlar değil, maç boyu verdiği kararların çoğu istikrarsız. Benzer pozisyonlarda takımına göre verdiği kararlar, kartlar her haliyle tam bir rezalet!
Bu akşamı sadece hakeme bağlayıp bitirmek olmaz. Podolski konusu yenilir yutulur cinsten değil. Tamam, hakemin verdiği karar tamamen hatalı ama oraya gelinceye kadar sarı kartı olmasına rağmen iki kere daha diyaloga girerek yaptıkları hem kendisine hem takıma yakışmadı. Milletin ağzına sakız olacak spekülasyonlara sebep olmak, bütün ülkenin gündemine bu şekilde girmek Antalya’mıza yakışmıyor.
Takımın gidişatı, içimizi karartıyor. Eksikler bitmeden her hafta yenileri ekleniyor. Maç öncesinde neredeyse yedek yazacak oyuncu bulamayacağız derken bu maçtaki kırmızı kartlar ve sakatlananlardan sonra Karagümrük maçına oynatacak oyuncuyu muhtemelen alt yapıdan bulacağız.
Ligde rahata ulaşmak için bir galibiyete ihtiyacımız kaldı diye konuşurken her geçen hafta galibiyet hasreti bir yana, oyunumuz da galibiyetten çok uzak duruma geliyor.
Maalesef biz ne kadar konuşursak konuşalım hiçbir şey değişmiyor. TFF, MHK, hakemler, kulüpler, oyuncular… Hiçbir şey değişmiyor. Ne kadar acıdır ki artık gündemimiz futbol üzerine değil, her kulübün diğerini suçlaması ve itham etmesi üstüne belirleniyor.
Kaç haftadır ülkede hakem tartışmaktan, kulüpleri suçlamaktan başka futbol adına ne konuşuluyor?
Eskiden tribünde maç izlerken bağırmayan taraftara “Tiyatro izlemeye mi geldin, kalk destek ol” derdik. Şimdilerde ise yaşanan bunca çalkantıyla bu söz yerini “Tiyatro izliyoruz” sözüne bıraktı.
Son söz; bu düzen böyle devam ettiği sürece bu oyunun izleyicisi bu tiyatro oyununuzu terk eder, yavaş yavaş boş salonlara oynamaya başlarsınız. Futbolun tutkusunu yaşayan, futbolu spor olarak gören insanları bir bir kaybediyorsunuz ama haberiniz yok.