Bitsin Artık
Oyun olarak ezilmeyip rakibin üstünlüğünün olmadığı bölümlerde şanssız ve bireysel hatalarla yenilen golden sonra bocalıyoruz…
Pazartesi akşamı İstanbul’da Türk Telekom Stadyumu’nda Galatasaray karşısında skor olarak ağır bir yenilgi aldık.
Pozisyon bulduk, pozisyona girdik ama değerlendiremedik.
Doukara son derece formsuz ve egoist. Aldığı her topu kendi sonlandırdı. Gerektiği yerde pas tercihinde bulunmayıp, gereksiz şut girişiminde bulundu. Bu duruma mutlaka çare bulunmalı ve Doukara’yı geri kazanmalıyız.
Hakan Özmert’in sahada varlığı yokluğu belli değil. Takım geriye düştüğü anda bir ağabey olarak Diego gibi isimlerle takımı ateşleyip reaksiyon göstermesi gerekirken, bu tür maçlarda yenilen golden sonra takımın savunma hattı oyun disiplininden hemen kopup, rakibe çok kolay pozisyon vermeye başlıyor.
Nitekim bu duruma en güzel örnek olarak da hem iç sahadaki Beşiktaş maçını hem de bu Galatasaray deplasmanını örnek gösterebiliriz.
Oyun olarak ezilmeyip rakibin üstünlüğünün olmadığı bölümlerde şanssız ve bireysel hatalarla yenilen golden sonra bocalıyoruz.
Skor 1-0 ve 2-0 Galatasaray’ın üstünlüğü olduğu anlarda kornerlerden ve uzaktan şutlarla etkili olsak da Muslera’nın kurtarışları maça skor olarak ortak olmamıza izin vermedi.
Bu sezon Antalyaspor olarak hem saha içinde oynanılan oyun hem de skor netice açısından sezon başından bu yana enteresan, garip, dengesiz bir periyot yaşıyoruz. Şahsen bu sezonun bir an önce tamamlanması ve gelecek sezonun başlaması şu anda beni daha çok heyecanlandırıyor.
Bazı taraftarlarımızın bu sonuçla birlikte yaklaştığımız küme düşme hattı ile ilgili karamsarlığa doğru bir düşünceye de sahip olduğunun farkındayım. Fakat ben şahsen bu takımın lig sonunda son üç sırada yer alacağını ön görmüyorum. O yüzden içim rahat. Bitsin artık.