Bıraktığımız Yerden Devam
Ahmet Çolak yazdı…
Sezonun ilk maçları hep zor geçmiştir. Takımlar yeni teknik adam, yeni transferler ve yeni oyun planları ile tam bir kapalı kutudur. Bu yazdığımız etkenler her takım için geçerlidir. O yüzden başlangıç maçları her türlü sonuçlara açıktır. Ligde ilk 6 veya 7. hafta sonunda takımlar birbirini tanıyıp, oyun planlarına göre önlem almaya başlayacaklardır.
Ligin ilk maçını kendi sahamızda ev sahibi avantajı ile ama taraftar desteğinden yoksun şekilde oynadık. Malum pandemi dönemi; insanlığı tamamı ile esir almış bir salgın tabi ki de futbolun tadı tuzu ve neredeyse her şeyi olan taraftardan yoksun olmasına sebebiyet vermiştir.
Maça en hazır oyunculardan kurulu bir ilk 11 çıkaran Tamer Hoca, geçen sezonki oyun yapısından ödün vermeden devam ediyor. Topu rakibe verip oyunu kendi alanında kabul ederek, bulduğu boş alanları hızlı hücumlarla gol yollarında etkili olup sonuca gitme konusunda hiç zorlanmadı.
Geçen sezondan kalma alışkanlığımız devam ediyor. Rakip topa daha çok fazla sahip olup. 30. dakika itibari ile topla oynama yüzdesi rakip adına %40 – %60; Antalyaspor’un pas trafiği 79, Gençlerbirliği’nin pas trafiği 132. Bu istatistikler oyunun nasıl cereyan ettiğinin göstergesidir. Futbolda istatistikleri oldum olası sevmem. Çünkü kağıt üzerinde başarılı görünebilirsin lakin sahada oynanan oyun ve mücadele bütün istatistikleri yerle bir edebilir. Bugün de öyle olmuştur. Takımımız rakibin topla çok oynamamasına aldırış etmeden daha çok pozisyon bulmuş, kaleye daha çok isabetli şut atmış, rakip ceza sahası içerisinde en çok topla buluşan ekip olmuştur. Bu da sonuca direkt etki etmiş ve rakibini 2-0’lık net bir skor ile mağlup etmiştir. Hoca rakibi iyi analiz edip gol yollarındaki oyuncuları Sio, Stancu ve Candeias’ı defans ve ofans kanat oyuncuları ile iyi durdurup neredeyse maç boyunca yüzlerini kaleye döndürmedi. Hal böyle olunca rakibin gol bulma şansı adeta mucizelere kaldı.
Kadro yapısında Bünyamin yeni yerini yadırgamadan devam etmiş, Süper Lig’de kendisinin ve takımının adına bu sezonun ilk golünü atarak güzel bir başlangıç yapmıştır. Geçen sezon çok eleştirdiğim Doğukan, adeta “Yeniden ve sil baştan başlıyorum” der gibiydi. Milli takım kariyeri, ümit milli takım kaptanlığı ve adının büyük takımlarla anılması oyuncuyu ekstra motive etmiş gibiydi. Başarılı bir müsabaka çıkardı, İnşallah sezon boyunca böyle devam eder. Defans hattı gayet başarılıydı, yerinde müdahaleler ile rakibe net pozisyon vermediler. Hal böyle olunca Boffin’e de çok fazla iş düşmedi. Orta saha ise defansa yakın oynayınca rakibe boş alan bırakılmadı. Oyunun bu yönünden bakarsak gayet başarılıydık fakat topu ileri taşımada hücum etkinliği anlamında Adis Jahovic’i fazla topla buluşturamadık. Böyle olunca Jahovic çabuk demoralize oldu ve oyunun içinde çok verimli görünmedi. Tamer Hoca artık Gençlerbirliği ve onun ayarındaki takımlara karşı B ve hatta C planı ile oyunu rakip alana yıkarak forvet oyuncularından daha fazla verim alıp, topla buluşturup, skor anlamında onlardan maksimum kazanç elde etmelidir.
Bu maç öncelikle Amilton da Silva’ya ayrı parantez açmak istiyorum. Sahada basmadık yer bırakmayıp iki gole de direkt katkı sağladı. İlk golde rakibe inanılmaz baskı yapıp hataya zorladı, onu çizgide tutup alanına dönmesine izin vermedi ve arkadaşları ile çok güzel bir şekilde pas alışverişi yaparak golü bulmamızı sağladı. İkinci golde kaptan Hakan’a verdiği çok net bir ara pası ile fişi çekti. Ayrıca rakibin en etkili gol silahı Giovanni Sio’nun bütün alanlarını kapattı. Sio neredeyse kaleyi göremeden maçı tamamladı.
İlk maçta alınan 3 puan için teknik ekibe, yardımcılara, sağlık heyetine, malzemecilere ve tabi ki futbolculara içtenlikle teşekkür ederim. İnşallah her maç üzerine koyup üst sıraları hiç bırakmayan bir Antalyaspor izleriz.