Balans Ayarı
Hakan Aydın yazdı…
Hani derler ya, “Bismillah ne oluyoruz” diyemeden pazar günü yediğimiz golün aynısını kalemizde gördük. Rakip Sivasspor bizim sağ kanadımızdan “arka direk” diye tabir edilen noktaya yine iki stoperin ön direğe koşması ve Boyd’un bomboş kalması, golü kalemizde görmemize neden oldu. Pazar günkü maça göre rakip forma farklı, diğer her şey aynıydı.
Üstünlük Sivasspor’a geçip Sivasspor da taktik olarak geride bekleyip topu Antalyaspor’a bırakınca, oyunun kontrolü Antalyaspor’da olunca ön alanda yapılan baskı neticesinde kazanılan penaltı ile dengeyi sağladık. Derken Sivas’ın tüm ataklarında baş rolü oynayan Kudriashov’un halı sahada bile yapılmayacak hatalarından birisi, Sivasspor’un öne geçmesinin en büyük nedeni idi. İlk yarı boyunca Sivasspor’un tüm ataklarında başrolde Kudriashov vardı.
Orta alanda Hakan ve Nuri’nin olmayışı, bir de üstüne Ersun Yanal’ın defans tandemini bozması, Naldo’nun yerine Kudriashov tercihi takımın balans ayarını bozmuştu. Nuri’nin bu takımın temel direği olduğu bu maçta daha iyi görüldü. Naldo sakat ya da cezalı değilse, defansın ayarı bozulmaz.
İkinci yarıya Ufuk’un yerine Naldo değişikliği ile başladık. Kudriashov sol beke, Eren Albayrak orta alanda ikinci yarıya başladı. Bence oyundan çıkması gereken Ufuk değil, Kudriashov olmalıydı. İlk düdükle beraber Antalyaspor yine golü ağlarında gördü. Sivasspor skoru bulunca topun arkasına geçip orta alanı Antalyaspor’a teslim edince, ilk yarıdaki gibi pozisyonlar bulmaya başlayan bir antalyaspor vardı. Nitekim Fredy ile farkı bire indirsek de Serdar Gürler’in oyuna dahil olması ve Doğukan’ın tekrar orta alana dönmesi, oyunun Antalyaspor’dan yana olan ivmesini birden değiştirdi. Bir de üstüne gereksiz şekilde Doğukan’ı oyundan alıp İmeri’yi orta alanda hücuma dönük oynatıp, Fredy’yi Eren ile defansif orta alana döndürerek Ersun Yanal tam bir Rus ruleti oynadı.
Ersun Yanal, 90 dakikada oyunun içinde bu kadar taktik değişiklik ve oyun planı değişikliğine gidince, Sivasspor gibi fizik gücü yüksek, kontratak oynayan bir takım karşısında böyle bir sonuçla karşılaşıyorsun. Bir de Naldo bu defans için ne kadar önem arz ettiğini dakikalar 80’i gösterdiğinde gördük. Rakip Sivasspor atağa çıkarken kaptırdığımız topta rakibin hızlı forveti Kayode, Antalyaspor yarı alanında Naldo ile teke tek kaldı. Fakat Naldo rakibinin açısını öyle bir kapattı ki, rakip atağı sonlandırdı.
Bu takımın Gökdeniz’i bu kadar arayacağı ben dahil kimsenin aklının ucundan geçmemiştir. Sağ kanatta Gökdeniz’in yokluğunda rakip takımlar 2 haftadır o kanadımızı kullanıp pozisyona giriyorlar. Buraya acil olarak kenar yönetimin bir çare bulması lazım. Yoksa bir çuval pozisyon veririz. Bir de eski oyun taktiği ve saha dizilimine dönmemiz gerektiğinin farkına varmalı kenar yönetimi. Yoksa Hatay maçında Boupendza’yı, Sivasspor maçında Boyd’u maçın yıldızı yapıp sahneye çıkardığımız gibi her hafta rakipten birini yıldız adayı yaparız.
Ligin sonu yaklaşırken artık şimdilik hem camia hem teknik heyet hem futbolcu grubu kupa finalini bir kenara koyup lige odaklanmalıyız. Korkulu rüya görmek istemiyorsak, bir an önce 5-6 puan daha toplayıp arkamıza bakmamalıyız. Çünkü henüz “bay” haftamıza girmedik. Puanımızı 39 değil, 36 olarak hesaplamak lazım. Yoksa korku tüneline gireriz.
Son sözüm, Benjamin Disraeli’den gelsin:
“Başarının sırrı, amacın sürekliliğidir”