Bahar Gelmeden Geçti Bu Kış, Artık Vuslat Başka Zamana
M. Okan Okuş yazdı…
Geçen sene bu vakitler sezon tamamlanmış, ismini duyduğumuz fakat kendisini pek tanımadığımız Sabri Gülel başkan olmuştu. Mevcut kadroda sözleşmesi sona eren oyunculardan Nakajima toplamda 760,000 euro, Admir Mehmedi ise 725,000 euro başta olmak üzere, sözleşmesi sona eren ya da sözleşmesi devam etse de kadroda düşünülmeyen oyuncuların bıraktığı para veya getirdiği bonservis ile yaklaşık 3,000,000 euro paranın kasada kalmasını sağladı. Herkesin neredeyse 4.5/5 milyon euroya versek yeter denilen Haji Wright’ı 9+2 milyon euroya İngiltere’ye yollayarak kulüp rekorunu kırdırdı.
Adam Buksa, Saric, Kaluzınski, Erdoğan, Safuri, Jehezkel, Streek gibi oyuncuların yanı sıra Bitici, Haltman, Assombolanga gibi beklentilerin altında kalan oyuncularla lige girdik. İlk haftalardan itibaren kadro kalitesini sahaya yansıtan takımın oyunu dikkatleri çekmeye başladı. Yenilsek bile Fenerbahçe deplasmanında oynanan oyun sezon boyu konuşuldu. Ardından gelen süreçte, ilk yarı son 12 maçta 6 galibiyet, 3 beraberlik aldık. Evimizde net verilmeyen 2 penaltıdan sonra kaybettiğimiz Galatasaray maçı, Davin’in vefatı, İsrail’de başlayan olaylar nedeniyle eksik ve moralsiz gittiğimiz Gaziantep deplasmanı, 22 şut çekip neredeyse tek kale oynayıp 90’da kaçan penaltı ile kaybedilen Adana Demirspor maçını hatırladığımızda, ilk yarıyı iyi bir şekilde bitirdik.
Bu ülkede bir şeyler iyi gidiyorsa, birilerinin sahneye çıkıp onu bozmak için elinden geleni yapıldığını geçmiş yazılarımdan birinde söylemiştim. İlk yarı ortasında görevinden bu dönen dolap ve entrikalarla uğraşmak istemediği için ayrılan Sabri Gülel sonrası, 01.06.2024 tarihi itibariyle menfaatsiz ve çıkarsız bu kulübü seven gerçek Antalyasporlular için ufukta görünen bir ışık yok.
Bir gerçek var; kendini kulübün sahibi sanan yapıyı aşamıyorsunuz. Maddi kaynak bulmakta zorlanıyorsunuz. Antalya’daki iş adamlarını dolaşıp 100,000’er euro toplayıp koskoca profesyonel kulübü döndürme çabanız var da, taşıma su ile bu iş nereye kadar gider? Zaman gösterecek. İnşallah seneye bu zamanlar üzüleceğimiz şeyleri konuşuyor olmayız.
Eleştiri yapan insanları birilerinin güdümünde olmakla suçlamak işin kolaylığı. Sizin taraftardan takdir görmeyi bekleyeceğiniz zaman, önümüzdeki sezonun son düdüğü ile olacak. O zamana kadar kızsanız bile, başkan ve yönetici olarak içinize atıp eleştirilerden bir şeyler çıkarmak gerektiğini nacizane tavsiye ederim.
Eleştirmek kadar takdir etmeyi de şahsım adına bilirim. Geçen hafta Alanya’daki olaylarda taraftarın direkt içinde olmanız doğruydu. Bir diğer doğru da şahsımca teknik direktörlüğe Alex de Souza’nın getirilmesi oldu. Takıma en ufak katkısı olmadan, aidiyet hissetmeden Avrupa yapacak kadroyu 10. sıraya çakan kişiden sonra, 3.5 milyon takipçisi ile Antalyaspor’la yaşadığı her anı paylaşan yeni hoca, takıma attığı imzanın diğerini de taraftarın kalbine attı. Alex’te gördüğüm, Nuri Şahin gibi hayatını teknik direktörlüğe adamış birisi. Profesyonel futbolculuk hayatını bitirdikten sonra benzer şekilde çalışmalara girmiş. Şahsen, hocanın bizde beklentilerin üzerinde başarılı olacağını düşünüyorum. Özellikle Güney Amerika’da Avrupa’ya çıkış arayan genç yeteneklerin, önlerine Alex de Souza ile çalışma fırsatı geçtiğinde, kulüp ekonomisini zorlamayacak bütçelerle takımımızı tercih edeceğini düşünüyorum.
Sözlerimi tamamlamadan önce bir konuya değinmek istiyorum. Daha önce defalarca dedim; 4 takımı bir yana koyun, Antalya şehri ve takımı ligde sıradan bir takım olmayı hak etmiyor. Kısa süreli başkanlık yaşayan sayın Sabri Gülel ve sayın Sinan Boztepe başkanlarını ve yönetimlerini ayrı tutuyorum. Son 10 yılda bu kulüpte başkanlık ve yöneticilik yapan kişiler, sokağa çıktıklarında üzerlerinde İstanbul takımı formalı çocukları görünce, “Ben zamanında bu şehrin kulübüne para akıttım, zaman ayırdım. Neyi eksik ya da yanlış yaptık da bunu tersine çeviremedik?” diye hiç düşündünüz mü acaba?