Arı Kovanı

Hakan Aydın yazdı…

Arı Kovanı
20 Ağustos 2019 08:56

Kamp kadrosu belli olduktan sonra ben dahil birçok kişi, endişe ve karamsarlığa sürüklenmişti. Çünkü kanatsız ve motorsuz bir uçağa benzemiştik.

Başlama vuruşu ile oyuna taraftarlarının desteğini arkasına alarak baskılı başlayan taraf, Göztepe idi. Biz ise oyunu ilk dakikalarda kendi sahamızda kabullenmek zorunda kaldık. Geçen sezonki gibi kapanıp, kontra ataklarla ve uzun toplarla çıkmaya bel bağladı takımımız.

İlk 15 dakikadan sora Göztepe’nin baskısını kırdık. Oyunda dengeyi sağlayan Antalyaspor ileri çıkmaya, ileride top tutmaya, pas yapmaya başladı. Yalnız burada Doukara’nın yokluğunu aradık.

Orta sahadaki üçlüden Charles çok yalnız kaldı. Bütün yük Charles’ın üzerine bindi. Yeni transferimiz Ufuk, ilk maçı olduğundan ötürü ürkek bir oyun ortaya koydu. Bu ilk maç ve heyecanına vermek lazım. Ufuk’un futboluna karar vermek için henüz çok erken.

Dakikalar ilerledikçe oyunda dengeyi kuran ve ataklarına başlayan Antalyaspor, tam zamanında golü buldu. Yediği gol ile dengesi bozulan Göztepe, takımı ve stoperlerini öne çıkardı gol bulmak için. Bu da takımımızın pozisyonlar bulmasına neden oldu.

İkinci yarı bizim istediğimiz gibi başladı. Göztepe skoru dengelemek için üzerimize gelince, geniş alanlar bulup kontra atak pozisyonları oluşturmaya başladık. İkinci yarının başlarında orta sahamız biraz daha hızlı olabilseydi, farkı ikiye çıkarıp rahatlayabilirdik.

6 ay önce altyapımıza transfer olan Paul Mukairu, henüz ilk profesyonel maçını oynayan bir genç oyuncuya göre umut vadetti. Eğer biraz kuvvetlenip güçlenirse, Süper Lig’de çok ses getirir. İki sene sonra kulübe iyi bir bonservis bedeli bırakıp, transferini yapar.

İkinci yarıya gelirsek, 75. dakikadan sonra orta sahamız oyundan çok düştü. Chico, Ufuk’un yerine oyuna daha erken alınabilirdi ve daha kontrollü bir oyun oynayabilirdik. Son dakikalarda şuursuzca üzerimize gelen Göztepe’ye engel olmuşken, biraz daha akıllı oynayıp frene basmasak farkın artması işten bile değildi.

Bir parantez de hakem Zorbay Küçük’e açalım. Taraftar baskısı ve rakip oyuncuların etkisinde kalmadan cesur kararlar verdi ve eyyam yapmadı. Türk hakemliği için umut veren, pırıl pırıl bir genç hakem geliyor.

Gecenin iyilerini sayarsak, arı kovanındaki işçi arılar gibi çalışan Charles, Diego, Bahadır, Serdar, Celustka ve biraz da genç Paul’dü. Özellikle stoper Bahadır benim geçen sezon çok sık eleştirdiğim ve kendisinden ümitsiz olduğum bir oyuncuydu. Fakat sezonun başlaması ile kendini çok geliştirmiş. Kendine güvenen, çok sağlam ve harika bir oyun ortaya koydu. Eren Derdiyok’a Diego ile birlikte adım attırmadı. Bütün hava toplarını aldılar. Seken bütün topları Diego-Bahadır ikilisi süpürdü. Bahadır bu oynadığı futbolu devam ettirirse, uzun yıllar hem kulübümüze hem de Türk futboluna hizmet eder.

Bu galibiyeti elde etmemizdeki en önemli unsur da takımın itici gücü, gece gündüz, soğuk sıcak demeden kırmızı-beyazın peşinde koşan, sabah işine, evine geç kalma uğruna takımının peşinden gelen isimsiz kahramanlardı. Bu galibiyetteki en büyük inanç ve pay, siz deplase hayatlarındır. Hiçbir şeyin üç puan dışında bu kadar haz vermeyeceği aşikar iken, üç puanla dönmek en büyük keyiftir deplasman otobüsünde.

Bugün taraftarından teknik heyetine, futbolcusundan yönetimine, masöründen tercümanına kadar herkese teşekkürler. Bu maç geride kaldı, artık Denizli maçında tribünleri doldurup üç puan için planlarımızı yapalım.

ETİKETLER: ,