Antalyaspor’u Kim Yönetiyor

Kaybettik ama ezilmedik, canın sağ olsun akrebim. Bu hafta 90 dakikaya dair yazacağım tek cümle bu.

Maçtan çok daha önemli olduğunu düşündüğüm bir konuya yönelmek istiyorum: Antalyaspor’u kim yönetiyor? Kulübü yakından takip eden taraftarlarımız için bu sorunun birden fazla cevabı olduğunun farkındayım, o yüzden daha spesifik sorular sormak istiyorum. Cevaplarını asla alamayacağımı biliyorum fakat bir renktaşıma bile farkındalık yaratabilirsem, bir kişinin bile kendi içinde bile olsa bunları sorgulamasına sebep olursam mutlu olacağım.

Öncelikle biliyorum ki Antalyaspor’un şu anki yönetimindeki çoğu isim gönüllü değil ikna edilerek buraya geldi. Kulübün maddi durumu ile ilgili gerek kapalı kapılar ardında gerekse açıktan çizilmiş olan olumsuz tablo birçok “Antalyaspor Sevdalısı” olduğunu söyleyen iş adamı tarafından ürkütücü bulundu ve sebepleri veyahut bahaneleri ile onlara teklif edilmiş bu kutsal görevi kabul etmediler. Zor zamanında şehirlerinin kulübüne sırtını dönenlerden başka bir yazıda bahsederiz tekrar fakat görevi kabul edenlerin de ciddi şekilde yanlış yönlendirildiğini hatta -teşbihte hata olmaz- yöneticilerin yönetiliyor olduğunu düşünmeye başladım. Bunu sorgulamama sebep olan birçok olay meydana geldi fakat ben en güncel ve en önemli olanına değinmek istiyorum.

Göztepe – Antalyaspor maçında deplasman yapacak Antalyaspor taraftarı için toplamda 485 kontenjan ayrıldı. “485 bilet satışa çıktı” demek isterdim fakat çoğunuzun malumudur, bir tane bile bilet satışa çıkmadı. Biletlerin 07 Gençlik ve Grup 1966 taraftar grupları arasında paylaştırılacağı söylendiğinde ben de gruplara mensup olmayan bir Antalyaspor taraftarı olarak bu duruma gerek arkadaş ortamında gerekse sosyal medya aracılığı ile tepki gösterdim. Hatta bazı taraftar grubu mensubu renktaşlarımla bu konu üzerine epey tartıştık. Bu tartışmalardan birinde “200 bilet bir gruba 200 bilet diğer gruba verilip geri kalan kısım satışa çıkabilirdi. İzmir’de, Manisa’da yaşayıp Antalyasporlu olan, takımını desteklemek için bu deplasmanlar tek fırsatı olan taraftarlar da var ama. Onları hiçe saymak bence yanlış olmuş.” Diye de bir yorum yapmıştım kendimce  -twitter üzerinden hala ulaşılabilir durumda- . Taraftar gruplarından öğrendiğim kadarıyla kendilerine benim temenni ettiğim gibi 200’er tane bilet ayrılmış. Benim bir gruba mensup olmayıp da şehrini, kulübünü çok seven taraftarlar için satışa çıkmasını umduğum 85 bilete ne olmuş biliyor musunuz renktaşlarım? -İşte burası gerçekten ilginç- Kulübümüzün maaşlı bir personeli tarafından bu biletler sahiplenilmiş. Antalyaspor taraftarının hakkı olan 85 adet bileti kendi çevresine hak görmüş bir kulüp personeli var düşünebiliyor musunuz? 85 bilet deyip geçmeyin, toplam biletlerin yaklaşık %20’sine (tam olarak %17.53) tekabül ediyor.  Eğer maç bizim stadımızda olsaydı ve aynı maaşlı personelin aynı oranda bileti sahiplendiği varsayılsaydı bizim stadımızdaki biletlerin tam olarak 5783 adeti bu personel tarafından sahiplenilmiş olacaktı. Düşünebiliyor musunuz?

Bu bahsettiğim personel biletleri ne yaptı, kimlere verdi, adil ve hakkaniyetli durumda hızlı olanın, internette bilet saatini sabırla bekleyip erken davranan taraftarın hakkı olan bu biletleri kimlere peşkeş çekti orasını bilmiyorum. Araştırıp, derinleştirip kendi kulübümün yapısından, kendi yöneticilerimden daha fazla soğumak istemediğim için araştırmadım; araştırmak istemedim. Bir personelin açık bir şekilde taraftarın hakkını gasp edişine müsaade eden, bu müsaade ile aslında bu gaspa önayak olan sevgili Yönetim Kurulu üyelerimize sitem etmek istiyorum… Sizler, birçoğunuz devasa şirketleri yöneten, aklı başında, birçok insanın olmak istemediği bu dönemde elini taşın altına sokarak şehrinin kulübüne yönetici olacak kadar mert adamlarken nasıl olur da şehrinizin kulübünün iplerini bu denli elinizden bırakırsınız? Nasıl olur da Antalyaspor taraftarının hakkını o taraftarın bilet, kombine paralarıyla maaşını alan bir personele verirsiniz? Bu tavizlerin sonunun nereye varacağını hiç düşündünüz mü Sayın Antalyaspor Yöneticileri? Her yönetim kurulu toplantısında da koltuğu olduğu söylenen bu maaşlı personele daha neler sunacaksınız saygıdeğer büyüklerim? Türk Ceza Kanunu’nda bile kamu görevlilerine yönelik “Görevi Kötüye Kullanma” maddesi var, bu bir suç ve cezası var, bu maddeyi de yazımın sonuna ekleyeceğim*. Suçun tanımında “kişilerin mağduriyetine neden olan” diye bir ibare olduğunu ise burada belirtmek isterim. Sizce bu personel Antalyaspor taraftarının mağduriyetine neden olmamış mıdır? Bu durumu düşünmeli ve derinlemesine irdelemelisiniz.

Öte yandan bir de şöyle bir konu var: Bizim Sadece Antalyaspor yazarları olarak iletişim sağladığımız mesaj grubunda anlık olarak arkadaşlarımın paylaştığı bir olay. Göztepe-Sivasspor maçında Sivasspor taraftarı için deplasman tribünü kontenjanı 585 imiş. Yani bize ayrılandan tam 100 kişilik daha fazla yer var. Bu ek kontenjanın açılması için Sivasspor kulübü Göztepe kulübü ile görüşmüş, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulunmuş, Emniyet talebi Göztepe kulübü ile paylaşmış, Göztepe kulübü talebi uygun bulup Passolig ile iletişime geçmiş ve o ek kontenjan Sivasspor taraftarına açılmış. Yani Sivasspor kulübü personelleri bilmiyormuş sanırım 85 bileti kendi çevresine ayırmayı, taraftarları için 100 kişilik daha kontenjan açılmasını sağlamışlar. Sadece Antalyaspor ekibinden bir arkadaşımız Göztepe kulübü ile görüştü ve bu konuyla ilgili bilgi aldı: Antalyaspor kulübü Göztepe kulübü ile iletişim kuruyor, bu talebi iletiyor, Göztepe kulübü ek kontenjan açabileceklerini fakat Antalyaspor kulübünün İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne bu talebi iletmesi gerektiğini söylüyorlar ve olay orada kalıyor. Gerçekten bravo… 100 kişilik ekstra kontenjan hakkı birilerinin üşengeçliği sebebiyle taraftarımızın elinden alınıyor.

Yazımı bitirmeden önce kendilerine kontenjan ayrıldığı için tartıştığım taraftar grubu mensubu, yöneticisi renktaşlarımdan özür dilemek istiyorum: Bir personelin 85 bileti kendine ve çevresine hak gördüğü yerde size ayrılan biletler hepinize ananızın ak sütü gibi helaldir, kusura bakmayın. Bir Çin atasözü ile yazımı noktalamak istiyorum: “Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.” Antalyasporumuz’un üstündeki güneşi hiçbir kuvvetin batıramaması dileğiyle, iyi haftalar.

*Görevi kötüye kullanma Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

#SadeceAntalyaspor

#BizGerçektenAntalyasporuz