Adı Aşk Bu Eziyetin
Hakan Aydın yazdı…
Yıldız Tilbe’nin bir şarkısı vardı, bugünlerde tam da bizim ruh halimizi anlatıyor:
“İçimde öyle güzelsin ki
Onu kirletmeyeceğim seninle
Yanıyor bedenim
Acıyor içim
Yoktan anlamıyor benliğim
Bitmiyor geceler
Geçmiyor günler
Adı aşk bu eziyetin
Dayan, yüreğim dayan
Dayan, yarına inan
Gün gelir acılar ezberlenir
İyileşir zamanla yaran”
Devrenin son maçı olan Galatasaray maçına birkaç gün takımda kadro dışı kalan futbolcularla bir anda “ne oluyoruz” dedik. Devrenin son maçını oyna, ne yapacaksan öyle yap. Bizim teknik ekip ve yönetim kafasında bitirmiş ilk yarıyı. O değil de bu kötü Galatasaray’dan herkes puan alırken sen resmen takımı çerez yaptın Galatasaray’a. Bizi farklı yenip moralli girsinler devre arasına, Fatih Terim koltuğunu sağlamlaştırsın diye hoca olduğu bile şüpheli, namzet yani aday olan birine bu kadar teslim olunmaz.
Maça gelecek olursak, ilk dakikada yakaladığımız bir pozisyon vardı ki, atsak maça bu defa önde başlayan taraf, biz olacaktık. Ne var ki dakikalar sekizi gösterdiğinde Galatasaray’ın kullandığı bir taç atışında ceza sahasında Ufuk’un eline çarpması sonucu oluşan penaltı pozisyonu ile golü kalemizde gördük. Bu dakikadan sonra Galatasaray baskısını taraftarının da desteği ile daha da artırdı ve art arda kalemizde pozisyonlar buldu.
Galatasaray’ın bu pozisyonları bulmasındaki en önemli etken de stajyer namzet hoca adayı Tomas’tı. Çünkü bu sezon ligde oynanan 17 maç sonunda Galatasaray ilk kez 3 farkı geçti ve 5 gollü bir galibiyet elde etti. Bu, rakip için bir ilkti. Galatasaray gibi bir takıma karşı cahil cesareti denecek 3-5-2 gibi bir taktikle çıkarak, stoperlerini öne çıkararak hücum oynatmaya kalkarsan sana kesilen fatura da ağır olur. Sen ileride top tutamıyorsun, bir de üstüne arkanı açıyorsun. Galatasaray bu sezonun en rahat maçını oynadı.
Tomas, maç sonu yayıncı kuruluşa verdiği röportajda ilk yarı kötü oynadıklarını ama ikinci yarı biraz toparlandıklarını, en azından bir gol atabileceklerini ifade etmiş. Şaka gibi bir açıklama…
Ligin ikinci yarısında çok farklı bir Antalyaspor izleteceklerini söyleyen Hırvat teknik adama diyeceğim şudur. Evet, izleyeceğiz fakat sahanın kenarında sen olmadan izleyeceğiz. Sen evinde televizyon başında Antalyaspor’u izleyebilirsin.
Bu takımı ligde tutmak için Bu takımı ligde tutmak için en az 6-7 tane kaliteli ayağa ihtiyaç var. Vakit daralırken, artık tehlike çanları çalmaya başlamışken hemen transferler yapılıp bu krizden çıkabilecek, krizi yönetebilecek, ligi tanıyan, tecrübeli, motivasyon açısından takımı gazlayacak bir teknik adama ihtiyaç var. Katılırsınız ya da katılmazsınız ama mevcut teknik direktörler içerisinde bir tek Hikmet Karaman var.
Sosyal medyada Mesut Bakkal, Samet Aybaba, Bülent Uygun gibi isimler, Antalyaspor ile anılmakta. Eğer bu isimlerden herhangi biri bu takımın başına gelirse, bu tribünler bunu kabullenmez.
Bir de artık benim kanaatimce yedek kulübesinde futbolu iyi bilen ve futbolcunun dilinden anlayan bir sportif direktör olmalı. Bence Adnan Gülek bu iş için biçilmiş kaftan. Servet Çavuşoğlu’nun idari işlere zaman ayırması daha doğru olacaktır.
Sosyal medyada transfer dedikoduları almış başını gidiyor. Takıma 5-6 takviye yapılacağı söyleniyor. Ne var ki Başkan Ali Şafak Öztürk’ün SERVETİ olabilir. Başkan, Servetini harcasa dahi durum zor görünüyor.
Ece Temelkuran’ın da dediği gibi; “Acı mühim değil, umut yoruyor insanı“