Yeni Hoca Yeni Umutlar
Sevgili Antalyasporlular,
Sancılı geçen iki haftalık sürecin ardından Denizlispor maçı ile kaldığımız yerden lige döndük. Bu maç öncesi yönetimle eski hocamızın arasındaki atışmalar, takımın hocasız geçirdiği günler ve sonunda yeni bir hocayla anlaşılması, onun az sayıda antrenmana çıkarak takımın başında Denizlispor maçına çıkması… Bu süreçte Antalyaspor’un olumsuz şekilde etkilenmemesi en büyük dileğimdi. Hatta Denizlispor maçında takımın puan kaybedeceği fikri ağır basıyordu. Maç başladı, daha hemen ilk dakikalarda Denizlispor defansının hatasını affetmedik ve maça resmen 1-0 önde başladık. Maç öncesindeki olumsuz hava bu golle beraber dağıldı ve alışık olduğumuz şekilde Antalyaspor rakibin üzerine oyunu yığdı.
İkinci golde gelince hepimizin ortak düşüncesi Denizlispor’un çok zayıf bir takım olduğuydu.
İkinci yarı başlarken hemen hemen herkes rahattı. Zira hoca değişmişti ve ikinci yarıdaki düşüş tekrarlanmayacak, Antalyaspor ilk yarıdaki oyununu devam ettirecek ve rahat bir galibiyet alacaktı. Ama alışkanlıklar kolay değiştirilemiyor. Antalyaspor ikinci yarıya her zamanki tutuk futboluyla başladı. Golü de yedikten sonra kalan dakikalar hem tribündekiler hem de bilgisayar başındakiler için geçmek bilmedi. Bilgisayar başı diyorum çünkü sevgili yayıncı kuruluş bu maçı normal televizyon kanalından yayınlamaya gerek duymadı ve bizleri maçın %90’ını donarak izleyebildiğimiz bilgisayar başına mahkûm etti. Madem internetten yayın yapıyorsun, bari kaliteli yayın yap ki insanlar izleyebilsinler. Ama yayıncı kuruluştan bunu beklemek maalesef abesle iştigal.
Maça dönersek eğer kalan dakikalarda ilahları da yanımıza alarak maçı 2-1 tamamlamayı başardık. Bu zor dönemde önemli olan kazanmaktı. Futbol olarak Antalyaspor’da değişen pek bir şey olmasa da içerideki istikrarını sürdürdü. Hami Hoca bu konuda en son eleştirilecek isimdir. Zira kendi oyun anlayışını ve oyun yapısını yerleştirmesi için 3-4 haftalık bir zamana ihtiyacı var. Bu dönemde minimum puan kaybıyla ilk üçte yerimizi korursak, gelecekte bizi güneşli günler bekliyor gibi.
Sevgiyle kalın…
Evren İlkdoğan