Yeni Hatıraları İnşa Etme Zamanı
Ulaş Kalkan yazdı…
Bu hafta Sivasspor deplasmanında alınan bu kritik galibiyet hem takımımız hem bizler için çok ciddi ve anlamlı bir sonuç oldu. Rakibimizin hafta içi oynadığı Avrupa müsabakası sonrasındaki yorgunluğunun farkında olan Nuri Şahin ve ekibi müsabakanın yanında akıl oyunlarının da galibi oldu diyebiliriz. Bu tabiri biraz açmak gerekirse;
Maçın başından sonuna kadar aslında oyunun kontrolünü ve topa sahip olma hakkını bilinci olarak Sivasspor’a verdi takımımız. Bu alınan kararın ders niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü yorgun bir rakibi gafil avlamanın en güzel yolu, rakibin üzerinize gelmesine müsaade etmektir. Rakip sizin yarı alanınızda ne kadar çoğalırsa geriye dönmekte o kadar zorluk çekecektir. Gollerimiz de tam olarak bu düstur sayesinde geldi. Nuri Hoca bu maçta geçtiğimiz sezon göreve geldiği dönemde heves ile kurduğu “Atak yaparken üçlü, savunurken beşli” savunma kurgusunu bu maçta hevesle değil bilinçle kurdu. Güray ve Bünyamin’in geriye çabuk dönmeyi düşünmeden hücum aksiyonlarına aktif katılım sağlamaları için böyle bir karar aldığını düşünüyorum. Bu karar gerçekten işe yaradı. Perşembe günü oynadıkları Cluj maçının ilk 11’inden sadece bir oyuncu değiştirerek takımını sahaya süren Rıza Çalımbay ilk yarıda “Yorgunum diye üstüme gelecekler” diye beklerken gafil avlandı. Bunun neticesinde de zaten 45 dakika sonunda tam 4 değişiklik yaparak maç öncesi sezgilerinin ne kadar boşa düştüğünü de göstermiş ve kabullenmiş oldu.
Bu maçta hoşuma giden bir başka detay da Sam Larsson ve Shoya Nakajima’nın performanslarındaki gözle görülür yükseliş oldu. Nakajima her ne kadar hala zamana ihtiyacı olduğunu gösterse de topu alıp yüzünü kaleye doğru döndüğünde çok kısa zamanda hepimizin ağzını açık bırakacak şeyler yapmaya çok da uzak değilmiş gibi görünüyor. Larsson ise Nakajima’ya göre daha hazır, saha içinde katkısını daha hissedilir şekilde gösterdi. Onun da hala %100 verimde olmadığı belli olsa da bu gördüğüm %70 bile beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Gözünü budaktan sakınmayan, temaslı mücadeleye girmekten çekinmeyen hali ve üstüne hücum aksiyonlarında verdiği doğru paslarla bir tanesi resmiyete geçmese de aslında attığımız 2 golün de asistini kendisi yaptı. Fernando ve Haji ile beraber bu maçın 25 dakikada bitmesindeki en önemli isimdi Sam Larsson.
Şimdi Dünya Kupası arasından önce önümüzde çok kritik 2 maç var. Bu maçların bizim bu sezon ligi hangi sıralama bölgesinde bitireceğimiz konusunda ciddi anlamda belirleyici olacağına inanıyorum. Eğer teknik ekibimiz bu maçta yaptığı gibi kendi ezberlerini bozup rakibe ve rakibin durumuna göre maçları ayrı ayrı ele alarak hazırlanırsa, geçen sezonun ikinci yarısında yaşadığımız güzel günleri tekrar etmememiz için hiçbir sebep yok.
Geçmiş güzel günler geçmişte kaldı, hoş hatıralar artık her biri. Şimdi yeni hatıraları inşa etme zamanı…