Sonunda

Sezon başından beri beklediğimiz galibiyete sonunda kavuştuk. Bu galibiyetin evimizde gelmesi de ayrı bir mutluluk oldu. Bununla beraber bu galibiyete gerek maçın rakamları gerekse sahaya yansıyan oyun açısından baktığımız zaman maalesef hâlâ hazır olmadığımızı da söylemek gerek. Hadi biraz rakamları inceleyelim.

Öncelikle ilk dikkat çeken istatistik, rakibin maç boyunca kaleyi bulan tek bir şutunun dahi bulunmuyor olması. Takdir edersiniz ki böyle bir durumda mağlup olma ihtimali büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Rakip forvet Dimata’nın maçın başlarında, bizim ilk golümüzden önce, Ömer’in büyük hatası sonrası Helton ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda vuruşu kaleyi bulmuş olsaydı sanırım bu kadar kolay gözüken bir galibiyet alamazdık. Yine ikinci yarıda Dimata’nın ceza sahası içinde vurduğu kafayı çok güzel sezip topun kaleye ulaşmasını engelleyen Güray’ın müdahalesi sayesinde kağıt üstünde kolay görünen bu galibiyetimizi sağlamlaştırabildik. Yani aslına bakarsanız bizim bu galibiyetimiz bizim hazır olmamızdan daha çok Samsunspor’un bizden çok daha hazırlıksız, birbirine bizden de az alışık bir oyuncu topluluğuna olmasıyla alakalı denilebilir.

Her ne kadar maçı kazanmış olsak da istatistikler bize takımımızın maç boyunca sadece 3 kere rakip kaleyi bulan şut çektiğini gösteriyor. Golümüzü de her ne kadar topu ceza alanı içine götürene kadar ciddi bir organizasyon yapılmış olsa da topu kaleye gönderen vuruş öncesi topun oyuncumuzun önüne gelmesi tamamıyla futbol şansıydı. Bu bir eleştiri değil, şans futbol dahil hemen hemen her spor dalının müsabakalarında yabana atılamayacak bir faktör olabiliyor. Bununla beraber takımımız organize hücumlardan ziyade bireysel aksiyonlar ve bireysel yeteneklere çok daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönem geçiriyor. Tabii ki bu durumu dün geri beşli dışındaki oyuncularımızın 4 tanesinin henüz bu sezon başında, hatta bir tanesinin sadece bir hafta önce takıma katılmasıyla açıklamak mantıklı olanı. Birbirini tanımayan, birbiriyle oynamaya alışmamış oyunculardan dörtlü beşli hücum setleri uygulamalarını beklemek de futbol doğasına biraz ters.

Yeni transferimiz Jehezkel’e ayrı bir paragraf ayırmak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta, amiyane tabirle uçaktan iner inmez sonradan dahil olduğu maçta erken bir asistle bize merhaba demişti. Bu hafta da evimizde bizlerle daha ilk buluşmasında, ilk 18 dakika içerisinde galibiyeti getiren isim olmasıyla erkenden gönlümüzde yer edinmeyi başardı.

Olumsuz yanları dile getirsek de bu galibiyetin hem bizim hem de takımın psikolojisine yapacağı katkı yabana atılacak cinsten değil.

Yazımı can dostum Mehmet Ali Taş’a teşekkür ederek bitirmek istiyorum.

Iyi ki Antalyaspor, SadeceAntalyaspor!