Sevemedim Şu Milli Araları
Ulaş Kalkan yazdı…
Oldum olası sevemedim şu milli maç aralarını. Çoğunlukla dönüşündeki ilk maç mağlubiyet, mağlubiyet değilse de beraberlik ile sonuçlanan bir süreç olarak işliyor bizim takımımız için. Bu sezon aldığımız dört mağlubiyetin ikisi direkt olarak bu araların dönüşünde başımıza geldi. Ayrıca ilk aradan önceki maçta beraberlik, ikinci aradan önceki maç ise mağlubiyet aldığımızı da göz önüne alınınca bu araları sevmek pek de mümkün olmuyor. Eğer son aradan önceki şahane Ankaragücü performansı olmasaydı oyuncu grubumuzun tatil psikolojisine erken girip o psikolojiden bir türlü de çıkamadıkları yorumu yapılabilirdi.
Rize maçında aslında kötü değildik. Tutuk başladık, ilk yarıyı resmen öylesine oynadık. İkinci yarıda ise rakip yarı sahada daha çok zaman geçirip birçok pozisyona girsek de gerek rakip kaleci Gökhan’ın ekstraları gerekse bizim kale önünde bitirememe sorunumuzun hala devam etmesi bu golsüz müsabakanın sonucunun sebepleri oldu. Bu maçı eğer Ankaragücü maçının hemen ertesindeki hafta oynasaydık ilk yarıdan koparılacak bir maç olabilirdi. Bir haftalık ara bize bir 45 dakikaya, o da 2 puana mal oldu. Çünkü sahada bıraktığımız 2 puanı kimse bizden almadı, biz bıraktık.
Aslında performansımız açısından, özellikle ikinci yarıya baktığımız zaman karalar bağlamaya hiç gerek yok. Çabaladık, pozisyonlar bulduk, 18 şut çekip 10’unda isabet sağladık. Takımımızın gol beklentisi (xG) 2.03 olarak hesaplandı. Bu xG değerinin 1.68’lik kısmı ise 2. yarıdaki ataklarımızla oluştu. Özellikle 80. dakikadan sonra Jehezkel’in ceza sahasına dripling ile girdiği ve dışarı vurduğu pozisyon ve Van de Streek’in Jehezkel’in rabona ortasına altı pas içinde yaptığı kötü kafa vuruşunda biraz şans da yanımızda olsa galibiyet işten bile değildi.
Kısmetimizde yokmuş demek lazım. Ligin başında galibiyet diye yanıp tutuşurken şu an beraberlikten tadımız kaçan bir noktaya geldiğimizi göz ardı etmemek gerekiyor. Nuri Şahin cesur ve planlı bir oyuna sahip, oyuncular artık onu daha iyi anlıyor. Biliyorsunuz, bazı maçlar böyledir, ne yaparsan yap top üç direğin arasından bir türlü girmez. Bu maç da o maçlardan biriydi. Her ne kadar yukarıda örnek verdiğim iki pozisyonda da topu dışarı atmış olsak da rakip kaleci Gökhan dört tane ceza sahası dışından, altı tane de ceza sahası içinden olmak üzere tam 10 şutumuzu kurtardı. Ki bazıları gol olmaya kurtarılmaktan daha yakındı.
Can sıkmak, surat asmak, moral bozmak yok. Ben bu takıma güveniyorum, bu sezon epey can yakacağımıza gönülden inanıyorum.