Öylesine

Penaltıyla bulunan gol, Helton’un yine maçın adamı olmasına sebep olan bir oyun, lig çoktan bitmiş gibi hareket eden bir takım. Tek kazancı Emre Uzun’a maç tecrübesi katabiliyor olması, onun dışında ligle ilgili herhangi bir hedef veya amaç yok ve bu da oyuna yansıyor haftalardır. Rakibin de ligde kalmak için oynuyor olmasıyla kendi evimizde deplasman gibi bir maç yaşadık. Bir maç daha geldi geçti de biz bu “günü geçirme” zihniyetiyle nereye kadar devam edeceğiz?

Transfer yasağımız yerli yerinde duruyor. Koşa koşa yönetime talip olanlar elini taşın altına koyması gerektiğinde üç maymunu oynuyor. Kulüp şeffaf bir şekilde yönetilmiyor ki. Soracağım soruların cevabını alabilir miyiz bilmiyorum, açıkçası bir Antalyasporlu olarak güvende hissetmiyorum. Mevcut borç ne kadar? İlk etapta ne kadarlık bir ödeme transfer yasağını kaldırmamızı sağlayacak? Bu para bulundu mu? Hâlâ bulunmadıysa ne zaman bulunacak? Bulunduğunda geç mi kalınacak? Hepsinden önce acaba transfer tahtası açılacak mı?

Sergen Yalçın kendisini başarılı adlededursun, ben kendisinin Antalyaspor’da geçirdiği sürecin başarılı bir süreç olduğuna inanmıyorum. Kendisinin de elini kolunu bağlayan bir transfer yasağı olduğunu da göz önünde bulundurmama rağmen geldiği günden beri yaptığı açıklamaların takıma yarardan çok zarar getirdiğinin gün gibi ortada olduğunu söylemek yanlış olmaz. O sebeple kendisiyle gelecek sezona başlamayacak olmamız beni memnun etse de ortadaki bu belirsizlikten de tedirginim. Ocak ayında transfer yapılmadıysa Haziran’a her şeyin çözülmesini beklemek bizlerin en doğal hakkı diye düşünüyorum.

Büsbütün bir belirsizliğin içerisinde önce sezonu öylesine oynayıp bitireceğiz, daha sonra “bakacağız” gibi görünüyor şimdilik. Transfer yasağının kaldırıldığı duyurulana dek benim içim rahat etmeyecek.