Keyifler Yerinde Gibi Görünüyor
Ulaş Kalkan yazdı.
Maç sonunda açıklama yapan Mehmet Aurelio, “Oyunumuz bu sonucu hak etmedi” dedi. Ben bu açıklamayı pek anlamadım, ne oynadık? Gol beklentisi 0.38 olan, daha ilk dakikada kalesinin içinden bir şekilde top çıkarmış bu takım tam olarak ne oynadı da neyi hak etti? Ligdeki her takımın oyun kimliği, taktiksel mantalitesi neredeyse oturmuşken, biz ne oynadığımızı anlamakta güçlük çekiyorum. Üretmeyen, üretmeyi denemeyen bu takım, bu sonuç dışında neyi hak etti diye sorarım Mehmet Aurelio’ya. Bu maç sonu açıklamasını neden Alex de Souza yapmıyor da Aurelio yapıyor, hâlâ bilmeyen varsa söyleyeyim: Kendisi hoca değil. Saha kenarındayken olmayı pek beceremediği gibi resmiyette de öyle bir lisansa sahip değil.
Oyuncuları 90 dakikanın yorgunluğu ile saha ortasında dururken gidip Fenerbahçelilerle şakalaşıp gülmesi ve sırıtması beni bile şaşırttı. Nasıl rahat hissediyorsa artık, kaybettiği bir maç sonrası deplasman tribününe gidip onları alkışlayabiliyor. Takım iki haftadır gol atamıyor, fakat Alex iki haftadır Fenerbahçe göndermeli sosyal medya paylaşımı yapabiliyor. Alex’e bakınca keyifler yerinde görünüyor.
Kulüpte ciddi bir iletişim sıkıntısı var. Sam Larsson’un sakat olduğunu biz bile eşe dosta sorarak öğreniyoruz. Başka İstanbul sempatizanları, takımın hocası da rakip takımla kendi takımına nazaran daha fazla ilgilenmiş göründüğü için olsa gerek, bunun üzerinden yalan sosyal medya paylaşımlarıyla Antalyaspor’un adını kendi pis, şike ve hile dolu düzenlerine çekmeye çalışıyorlar. 3 Temmuz sürecinde adı tertemiz kalmış Antalyaspor’un adını kirletmek kimsenin haddine değil. Geçen sezonun en iyi ismini ters kelepçeyle gözaltına aldırıp ülkeden sınır dışı ettirmek için çığırtkanlık yapanlar, kulübü şimdi de o oyuncu Jehezkel’in FIFA’ya yaptığı şikayet sonucu tekrar transfer yasağına sokanlar, buna hiç cüret etmemelidir.
Geçtiğimiz haftalarda söyledim, tekrar söylüyorum: Her şeyden önce bu kulüp, kulüp yönetme becerisine sahip kişiler tarafından yönetilmiyor. Hadi geçen sezonu silelim, Aralık ayında gelen transfer yasağını sadece 1 hafta 10 gün açabilmelerini de silelim, kendi dönemlerinde oynayan oyuncular yüzünden gelen transfer yasaklarını da göz ardı edelim. Sadece bu sezona bakalım:
Asbaşkan yaptıkları şahıs, polisin ve özel güvenliklerin arkasına saklanarak Antalyaspor taraftarına saldırdı. “Antalyaspor yönetim kurulu üyesi olarak Antalyaspor stadındaki locanda “Fenerbahçe maçı izleme” diye uyarıldığı için. Sonrasında da 35-40 kişinin kendisine itibar suikastı yaptığını söyledi, kendisini o kadar önemli gördü. Üstüne, yönetim kurulu başkanı bir sonraki iç saha maçında devre arasında yanına korumasını alarak, koridor girişinde gerçekleştirdiği agresif tavırla aylar sürecek hak mahrumiyeti cezası aldı. Hoca diye getirdikleri kişi, geçtiğimiz haftaki Kasımpaşa deplasmanından başlayarak Fenerbahçe’sinden bahseden sosyal medya paylaşımları yapmaya başladı. Maç sonunda da sahada başı kopmuş tavuk gibi dolanan takımının sorumluluğunu almak yerine Fenerbahçeli oyuncularla, taraftarlarla kahkahalar eşliğinde vakit geçirdi. Antalyaspor Kulübü Başkanı da tribünler tarafından tekrar istifaya davet edildi. Sorulan sorulara hiçbir cevap vermeyen başkan, evladı olmakla övündüğü şehrin evlatlarının sesine daha ne kadar kulaklarını kapatacak, bilinmez.
Der ya atasözü; deveye “boynun eğri” demişler, “nerem doğru ki” demiş. İşte Antalyaspor’un şu an gerçekten neresi doğru ki?