Eze Eze
Ulaş Kalkan yazdı…
Sezon bittiğinde çok yüksek ihtimalle “sezonun en önemli galibiyeti” olarak anılacak bir maçı geride bıraktık. Bu galibiyet ile ligde 10. sıraya yükseldik ve sıralamada altımızda bulunan 3 takımın da bizden birer maç fazlası olduğu gerçeğiyle rahat bir nefes aldık denilebilir. Belki artık ilk 7 sıra biraz gerçek dışı bir hedef gibi gözükse de düşme hattından bu denli uzaklaşmak ve bu sezon sonunda stres yaşamayacak olma fikri bile rahatlatıcıydı. Çünkü hem çok sancılı hem de çoğunluğunda umut vermeyen bir sezonda ilerliyoruz.
Antalya ilimizin 19 ilçesinden birinin temsilcisi ile oynadığımız bu maçlar son yıllarda hep kıran kırana geçiyor. Taş atıp kaçmak dışında bir maharetlerini göremediğimiz taraftarlarıyla ve birkaç provokatif oyuncusuyla bu maçlarda ortamı germeye çalışan birileri illa ki oluyor. Fakat takımımızın oyuncuları bu maçta bunlara hiç mahal bırakmadan, maçın erken dakikalarında yapılan kademe hatasını nazar boncuğu yaparak rakibini eze eze yendi. İstatistiklere bakıldığında da üreten ve maçı kazanma arzusuyla oynayan tarafın Antalyaspor olduğu açıkça belli oluyor.
Bu maçın birden çok anlamı var. Eski teknik direktörümüz Ersun Yanal’ın buradan ayrıldıktan sonra rakip olarak karşımıza geldiği bu ilk maçta geriye düştükten sonra göze hoş gelen futbol ile galibiyet almak bu maçın bir başka anlamı örneğin. Takımın bu maçı ciddiye aldığı, taraftarının yüzünü kara çıkarmayıp gerekeni yaptığı gerçeği de bir başka anlamlı nokta. Nuri Hocamızın iç sahada galibiyet serisine devam ediyor oluşu da bir diğeri…
Biraz da oyuncuların performanslarını değerlendirme gerekir, bu maçı takım olarak kazansak ve herkesin üstüne düşeni fazlasıyla yaptığını bilsem de, maçın bazı kilit oyuncuları var;
Doğukan Sinik geldiğinde hiç gitmemiş gibi denildiğini hatırlıyorum ama bu söylemi o kadar da sevmemiştim. Çünkü Doğukan aslında gittiği zamanki oyununun üzerine çok fazla şey koymuş. Sakatlık sorunları sebebiyle gerektiği kadar çok süre alamamış olsa da Hull City döneminde ciddi şeyler kazanmış. Bunlardan birisi de kendini gazlamak ile özgüven arasındaki farkı öğrenmiş ve oyun anlayışına bunu ekleyebilmiş. Bu özgüvenle ve şehrin öz evladı olmasıyla böylesi bir maçta ilk golü atmak da ona yakışırdı elbet.
Ndao da Doğukan gibi bu sezon sakatlıklarla ciddi şekilde boğuştu. Al Ahli öncesinde Karagümrük’te akıllara zarar bir performans göstermesi sayesinde iki sezondur bizde ve o günlerinden bir şeyler sergilemesini umutla bekleyenlerdenim. Bu maçta attığı gol ile repertuarında henüz bize sergilemediği bir sürü hüner olduğunu da anlamış olduk. Çok şık bir vuruştu.
Hatay’ın emaneti Bertuğ ise geldiği günden beri, aslında gelmeden önce de ne kadar kaliteli bir golcü olduğunu, ileride de hangi seviyelere çıkabileceğini gördüğüm, geleceği için heyecan duyduğum bir oyuncu. Gönül ister ki daha çok süre alsın, kariyerinin inşasında Antalyaspor onun için güzel bir rol oynasın. Sahada verdiği sinyaller ve attığı gol ile de bunu hak ettiğini açıkça sergiliyor.
Gollerin yanında 3. gol öncesinde topu tek başına kazanıp takımı atağa çıkaran kaptan Veysel, forvet arkasındaki hareketliliğiyle rakip savunmayı birbirine adet düğümleyen Larsson, şanssız gününde olduğu ortada olmasına rağmen Bertuğ’a “al da at” pası vererek tabelaya kendi adına asist yazdıran Haji Wright, “sahanın sahibi” Fernando ile bu takım bu uyumla devam ederse daha çok canlar yakar.