Ara Yaramadı
Ulaş Kalkan yazdı…
Ligin tekrar başlamasıyla ilgili büyük umutlarım vardı fakat açıkçası takımı bıraktığımız gibi bulamadığımız hepimizin malumu. Ligde oyÖnizleme (yeni sekmede açılır)nadığımız ve kazandığımız üç maçtan sonra verilen ara takımın ayarlarıyla oynamış gibiydi. Özellikle de en kritik noktalarda.
Aslında maça kötü başlasak da ilk yarının ilk çeyreğinden sonra gayet arzulu ve umut veren bir takım gördük sahada. Özellikle Luiz Adriano şanssızlığı ve son vuruşlardaki sezon başından beri devam eden başarısızlığını hesaba katmazsak gerçekten iki kişilik oynadı. İlk yarının sonunda Fernando’nun alışılagelmiş frikiklerinden birinin direkten dönmesi ise bu şanssızlığın sadece Luiz Adriano’nun kaderi değil hepimizin kaderi olduğunun bir örneği gibi sonuçlanması ise maçın seyrini maalesef etkiledi.
İkinci yarının başında ortada sayılabilecek bir oyun seyrederken Luiz Adriano’nun direkten dönen vuruşu ve yaklaşık bir buçuk dakika sonra Kevin Malcuit’in Dünya Kupası’nda Messi’nin Hırvatistan’a karşı yaptığına benzer solo performansı sayesinde müsait bir vuruşla Jese’nin topu ağlarımıza göndermesi bize soğuk duş etkisi yarattı. Maalesef takım o andan sonra bir karşılık vermekten çok yenilgiden korkmakla meşguldü.
Daha direkten dönen topunun üstünden iki dakika bile geçmemiş bir takım için fazla çekingen kaldı takım, özellikle 63 ile 85. dakikalar arasında. Yanlış pas tercihleri, hatalı şut tercihleri, çok kötü şutlar neticesinde maalesef yaşadığımız sonuç ortada. Son dakikada yenilen golü hesaba katmaya gerek yok, ev sahibi olduğun bir maçta gol ihtiyacını bu kadar geç bir zamana bırakırsan bu tarz goller yemen kaçınılmaz oluyor.
Yazının başında bahsettiğim kritik noktalarımız ise Haji Wright ve Fernando. Kendilerinden görmeye pek alışık olmadığımız bir performansla vasatı aşamadılar. Yazıyı yazarken şöyle bir düşündüm de, o kadar eksik hissettirdiler ki Luiz Adriano’nun bu kadar göze batmasına sebep oldular. İkisi de yarımşar oynayınca ortalarında kalan Luiz iki kişilik oynamak zorunda kaldı. Özellikle Haji Wright’ın ilk yarıda müsait olan Ghacha’ya pas vermeyip gol atma ihtimalinin çok düşük olduğu bir mesafeden çektiği şut beni açıkçası biraz yıprattı. Umuyorum hakkında çıkan transfer haberleri aklını başından almamıştır.
Önümüzde zorlu bir fikstür varken bu moralsizlik hiç iyi olmadı. Kalemize gelen iki şutun da kalemiz boşmuş gibi rahatça kaleye gitmesi ve rakip kale önünde yapılan kötü vuruşlar ise bir önceki yazımda da bahsettiğim eksiklerimizi de maalesef tekrar gözler önüne serdi.