Tek Suçumuz Sevmekti Hükmümüz Sürgün Oldu
Bu sürgün bitti. Antalyasporluları Atatürk Stadı’ndan Mardan’a sürüp Mardan’dan Akdeniz Üniversitesi’ne sürdüler. Artık başka sürgünler olmayacak. Yeni yuvamıza kavuşuyoruz. Antalya Arena’ya Beşiktaş maçı ile “Merhaba” diyeceğiz.
Oradan oraya savrulsak da yaprak dökümü gibi birer birer azalsak da Mardan’da biz vardık, Akdeniz Üniversitesi’nde de. Artık Antalya Arena’da sevdamızı haykırmaya devam edeceğiz. Sürgünler yesek de vazgeçmedik. Vazgeçmeyeceğiz bu sevdadan. Çoğumuz ağabeyimizden, arkadaşımızdan, babamızdan bu sevdayı sevdik. Hatta halası sayesinde bile tribünle tanışan bir Antalyasporlu tanıdım “Deplase Keyifler” adlı televizyon programı sayesinde.
Biz sadece sevdik. Suçsuz günahsız yere, hükmümüzü verdiler. Işıklar’ın göbeğinden bizi sürdüler pamuk tarlalarının ortasına. Zorla bir asfalt döktürüldü. Antalyaspor taraftarı o stada gelirken birer birer yaprak döktü. Taraftarı küstürdüler Antalyaspor’a. Biz pamuk ovalarına deplasman yaptık. Geldik, gittik. “İyi günde kötü günde” dedik yalnız bırakmadık. “İyi gün taraftarı” demek istemiyorum Mardan’da takımımızı yalnız bırakanlara. Haklı yönleri elbette vardı. İşte bu zor günde takımını yalnız bırakmayan, her ne olursa olsun sevdasının peşinden gelen koca yürekli taraftarlara selam olsun!
Sonra bir gün Antalyaspor, Akdeniz Üniversitesi Stadyumu’nda oynayacak maçlarını dediler. “İşte”dedim. “İşte. Yeniden eski günlere döneceğiz. Atatürk Stadı’nda olduğu gibi insanlar akın edecek.” Amma velakin evdeki hesap çarşıya uymadı ve Mardan’da ne kadarsak Akdeniz’de üç fazlası ile tribünlerdeydik. Çok olmadık belki ama asla vazgeçmedik. Öyle ya “Seven Asla Vazgeçmez!” denmişti bizlere. Yüreklerde hep bir heyecan, bir umut ile gidildi maçlara. Çoğu zaman galibiyet sevinci, çoğu zaman da mağlubiyet üzüntüsü ile gerisin geriye dönüldü o yollardan. Biz Anadolu takımlarının kaderidir Süper Lige çıkıp çıkıp düşmek. Artık nasıl bir kaderse bu… ve biz düştük. Gene de yılmadık. Gene de terk etmedik. Stada girdin mi bir kere kolay kolay bırakamazsın o atmosferi, o coşkuyu. Biz de bırakamadık. Her seferinde daha da bağlandık her gittiğimiz maçta.
Süper Lige yükseldik tekrardan. Güzel transferler yaptık ve yeni stadımız ha açıldı ha açılıyor derken bu haftaki Kasımpaşa ile oynanılan skor yönünden pek de zevk vermeyen bir maçla Akdeniz Üniversitesi Stadyumu’na veda ettik. Artık “Antalya Arena”da haykıracağız bu sevdayı. Bu hafta kazanamasak da “meşin yuvarlak işte” deyip geçiştireceğim konuyu. Çünkü heyecanım yeni stadımızla alakalı. Bu futbolla bir yere varır mıyız bilemiyorum da bu statla umarım eski günlere döneriz.
Aslında bir yerde kendimizi kandırmayalım. Gerek Mardan Stadyumu olsun gerek Akdeniz Üniversitesi Stadyumu olsun tribünler her zaman Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarında full çekiyordu. Umarım yeni stadımızda da böyle olmaz ve Antalyalı Antalyaspor’a sahip çıkar. Antalyalı olmayanların tribünlerde Antalyaspor için nasıl haykırdıklarını görseler belki utanırlar derdim de utanacak olsalar Antalya’da yukarı da saydığım takımların formaları ile gezmezlerdi. Yeri gelmişken çok sevdiğim bir arkadaşımın paylaştığı bir sözü sizlerle paylaşmak istedim; “Bize Antalyalı lazım değil, Antalyasporlu lazım!” demiş. Lafı gediğine koymuş.
Yeni stadımızda yeni sevinçlere, üzüntülere, seslerimiz kısılana kadar bağırmaya, evimize kavuşmaya az kaldı efendim. Çok az kaldı. Stadımız hayırlı olsun.
Artık sürgün yok!
Biz zaten bu sevdadan müebbet yemişiz, sürgünler bozar mı sandınız?