Tarihi Bir Leke
Yıllar sonra gelen bir derbi ve bizim için müthiş kötü bir sonuç… Derbi denilince ülkemizde, hatta dünyada genelde maçlar olaylı ve gergin geçer. Alanyaspor ile aramız, yıllar öncesinde bizim de kötü idi. Ama bu maçta, bu düşmanlık yerini yan yana oturmaya, karşılıklı besteler söylemeye bıraktı. Tüm Türkiye’de örnek oldu. Birçok basın organı da bu dostluktan bolca bahsetti.
Saha ağırdı. Yağmur bolca hırpalamıştı sahayı lakin Alanyaspor da aynı sahada oynamadı mı? Onlar uzay liginden gelmediler sanırım. Diarra’nın kaçırdığı goller ertesinde gelen Alanyaspor golleri adeta ”Atamayana atarlar” deyişini hatırlattı.
Takımda kötüye gidişat var. Giresun deplasmanında son dakikada iki puan bıraktık ama rezil oynadık. Denizli maçında yine kötüydük. Bu maç kötü bile değil, hiçbir şeydik. Ben içimden geçeni söylemek istiyorum. Bence takımdaki en büyük sorun, Sayın Mehmet Aygün Bey. Ben bütün bu kötü gidişatın başlangıcının Mehmet Aygün’den kaynaklandığını düşünüyorum şahsen. Sadece ben değil, çoğu renktaşım da aynı düşüncede. Tıkır tıkır işleyen, sahayı rakiplere dar eden, rakipleri korkudan titreten takım gitti; sıradan olan, rezil ettiği bir takım geldi yerine. Son üç haftadır aldığımız dört puana aldanmayın. Ligin son üç maçtaki en berbat topunu biz oynadık ve şu an ligin düşmeyi hak den takımıyız bu oyunla.
Takım berbattı ama tribünde teslim olmadık. Sahadakiler arma için kara bir leke sürerken tarihe, yağmura inat tribüne gelen neferler o armanın şerefini korudular. Tüm Türkiye’deki taraftar gruplarının bahsettiği bir performansla, 0-3 geride olmalarına rağmen desteklerini adam gibi verdiler. Adam gibi savaştılar. Tribünde galip, sahada rezildik.
Grup 1966 olarak on günlük bir çalışma ile müthiş bir şov yaptık maçın başında. Maçı canlı veren televizyon kanalında bile örnek diye lanse edildi. 10 dakika kadar grubumuzdan bahsedildi. Sayı olarak da o hava şartlarına rağmen çok iyiydik. Her hafta üzerine bir fazla koyarak gidiyoruz da takım da her hafta cepten yemeye devam ediyor, eriyor, bitiyor. Nasıl olacak bu işler beyler?
İsmail Bulut