Şut Çekmiyoruz
Çok önemli bir deplasmanda aslına bakarsanız çok da büyük avantajlarımız varken mağlup olarak döndük. Bu hafta bizim için gerçekten çok kötü geçti. Bütün rakiplerimiz kazandı, biz kaybettik. Her şeyden öte Lokman ve Adem Alkaşi’yi kaybettik. Haftasonu oynayacağımız hayati önemdeki Adana Demirspor maçı öncesi çok kötü oldu bu iki eksik. Zaten Boum kadroya alınmıyor, Mehmet Sedef kadro dışı… Şimdi defans kurgusu nasıl olur bilemiyorum. Osman kesinlikle oynar lakin Osman’ın daha çok tecrübesiz olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bu tarz final niteliğindeki maçlarda tecrübe her şeydir. Dönelim Samsunspor maçına. Elimizdeki ofans karakterli oyunculara bakalım: Diarra, Emrah, Gökhan Karadeniz, Erman. Bu dört oyuncu PTT 1. Lig için çok verim alabileceğiniz bir hat oluşturur kâğıt üzerinde. Biz niçin verim alamıyoruz bu korkutucu güçten peki? Şut çekmiyor oyuncularımız. Şut çekmeyince skor üretemezsiniz, skor üretemezseniz, galip gelemezsiniz, galip gelemezseniz de sezon sonu gelmek istediğiniz yerin çok uzağında bitirirsiniz ligi.
Maçı aklıma getiriyorum da hemen iki pozisyon geliverdi aklıma. Bakın birincisi Janda efendinin top ile kaleye girme denemesi sonucu kaybettiği pozisyon, diğeri Ahmet Aras efendinin vurmadığı pozisyon. Yahu niye vurmuyorsunuz beyler? Vurun gol olsun olmasın fark etmez, yeterki vurun. İstatistiklere bakıyorsunuz, Antalyaspor ligin en az şut çeken takımları arasında. Bu kadar güzel ileri uç oyuncuları ile bu kadar az şut çekilmesi çok enteresan. Takımda nedenini anlayamadığım bir agresiflik mevcuttu bu maçta. Tadında agresiflik iyidir bu oyunda ama bizimkiler epey abarttı olayı. Hatta şöyle, açık konuşayım ki bizim kırmızı kart görmeden maçı tamamlamamız mucize değil de hakem şansımızdan. Hakem aslında bize de birkaç pozisyonda hatalı karar verdi lakin Samsunspor için bence faciaydı. Eğri oturup doğru konuşalım. Hakem resmen bizim yanımızda gibi bir şeydi. Bu avantajı da arkamımıza almamıza rağmen biz 10 kişi kalan Samsunspor’u yenemedik, yenildik. Can Arat çok agresifti. Janda niye oynamıyor diyenler sanırım anlamışlardır artık bu adamdan bize fayda gelmeyeceğini. Adam yürüyor yahu… Bir tane olumlu pas yaptı, o pozisyonda da pası attığı oyuncumuz üç kişinin arasında beklediği için topu kaptırdı. Ahmet Aras takımın tek eksik yönünü kapatıyor, şut çekiyor. Şut çekiyor da skor üretemiyor. Şut çekiyor dediğime bakmayın siz, şu maça kadar o da çekmiyordu.
Grup 1966 yine görev başındaydı. Deplasman denilince akla gelen ilk isim olan bizler yine yollara düştük, gittik geldik. İki otobüs taraftarımız Samsun’da Pasolig sistemindeki sıkıntıdan dolayı geç de olsa girdi stadyuma. Omuz omuza durup tribünde gırtlaklarımızı parçalarken, sahadaki 11 oyuncumuz bizim gibi omuz omuza duramadı.
Grup 1966, Antalyaspor nerede ise oradadır. Antalyaspor’un içeride ya da dışarıda, nerede olursa olsun maçı var ise Grup 1966 kurulduğu günden bu yana takımı yanlız bırakmamıştır. Hele ki takımı yanlız bırakıp başka takımın maçına deplasman hiç yapmamıştır. Kimsenin haddine değildir bizim Antalyasporluluğumuzu sorgulamak. Bizim Antalyasporluluğumuzu sorgulamak için gereken boy, kimsede yok. Boyunu aşar yani insanların.
Bu hafta herkesin maça gelmesi gerekiyor. Gerçekten bu hafta herkese ihtiyaç var tribünde. Bu maçı kazanamazsak bütün sezon bir hiç uğruna çaba göstermiş olacağız. Bir sezon boşa gitmiş olacak. Yapılan şeyler, deplasmanlar, organizasyonlar… Her şey bu maça bağlı.