Son Sözü Biz Söyleriz
90 artıda golü yiyoruz, başımız ellerimizin arasında, Fenerbahçe maçında yaşadığımız hayal kırıklığını yine bir İstanbul deplasmanında yaşıyoruz. Bu kadar iyi mücadele ettiğimiz bir maçta böyle bir sonu hak etmedik diyoruz kendi kendimize.
Sonra yapılan santra, Eto’o’nun topukla ceza sahası içine pası, Mbilla’nın fırsatçılığı ve top ağlarda. Bu sefer Galatasaraylılar buz kesiyor. Televizyon başında bizler, tribünde renktaşlarımız sarmaş dolaş oluyoruz. İlahi adalet bu sefer yerini buluyor. “Biz bitti demeden bu maç bitmez.” diyoruz. Hakkımız üç puan diye düşünürken, en azından bir puan aldığımız için sevinçliyiz.
Maçın başına dönelim, kadrolar açıklanıyor, Galatasaray’ın hücum edeceği ve arka alanında boşluklar vereceği bariz. Ama Yusuf Şimşek ne akla hizmetse Lazareviç’i ve Mbilla’yı yanında oturtuyor. Artık bu konuda istikrar yakaladığı kadro istikrarsızlığına devam ediyor. Yanlışından geç de olsa dönerek ilk yarının sonunda Lazareviç’i sahaya sürüyor ardından Mbilla’nın girişiyle oyunun rengi bir anda değişiyor.
Bazı şeyleri akıl edebilmek ve uygulayabilmek için âlim olmaya gerek yok aslında. Elindeki malzeme belliyken türlü maceralara girmenin mantığını ben şahsen anlayamıyorum.Önümüzdeki Osmanlıspor maçı çok önemli. Bakalım futbolcular Galatasaray maçındaki hırsı ve isteği bu maçta sahada gösterebilecekler mi yoksa klasik Anadolu kulübü gibi maç mı seçecekler?
Keşke herkes Eto’o kadar hırslı olup ve onun kadar bu kulübü sahiplenebilse…
Maalesef sadece bir tane Eto’o var.