Sezon Değerlendirmesi

27 Mayıs 2016 09:24

Hedefimiz bugün ligi bitirebildiğimiz sıradan çok daha üst sıralardı. Elli civarı oyuncumuz vardı. Gerçekten inanılmaz bir sayı bu …

Sezon öncesi Samuel Eto’o transferi ile tüm dünyada ses getirdik. Hedefimiz bugün ligi bitirebildiğimiz sıradan çok daha üst sıralardı. Elli civarı oyuncumuz vardı. Gerçekten inanılmaz bir sayı bu. Bizim ligimiz için müthiş bir rakam. İngiltere Premier Ligi’ndeki bir takımın bile bu kadar oyuncusu yok. Bu da haliyle maddi olarak da büyük bir yük demek.

Yukarıda dediğim gibi 50 civarı oyuncumuz vardı kadromuzda. Peki şöyle bir soru sormak istiyorum, bu takımın sağ açık oyuncusu kimdi? Emrah Başsan bilindik performansını daha da dibe çekince o bölgede maalesef MBilla’yı kullanmak durumunda kaldık. Emrah’ın arkasında inanılmaz bir taraftar desteği vardı gerçekten. Lakin Emrah, taraftar kendisini ne kadar çok desteklerse performansını o kadar dibe çekti. Haliyle bu sezon da sanırım Emrah ile yollarımız ayrılacak ki bence de isabetli bir karar olur bu.

Ben sezon başı yazılarımda bol bol söylemiştim, “PTT 1. Lig’deki kadromuzdan üç kişi bile Süper Lig’deki kadromuza giremez.” diye. Bolca transfer yapmamıza rağmen geçen yılki kadrodan da bolca oyuncu kullandık sezon başındaki maçlarda ve bu skorlara da yansıdı.

Bizim en büyük şansımızdan birisi Jose Morais’in başımıza geçmesi oldu. Müthiş bir futbol zekası var Morais’in. Rakip analizleri gerçekten çok iyi. Birkaç kez konuşmamız olmuştu ki gerçekten maç öncesi rakip analizleri muazzam. Tek eksiği bence deplasmanlarda takımımızı daha fazla konsantre edememesi diye düşünüyorum. Bunu da seneye aşabileceğimizi düşünüyorum. Bir de Morais kendi takımının başına gelmemişti. Yani kurulan şu takım Morais’in değil diyebiliriz bir bakıma. Seneye yapılacak oyuncu transferleri Morais’in gözlemlediği ve istediği oyuncular olacak.

Morais’in futbol mentalitesi topun sürekli bizde olması, kısa ve hızlı paslar ile rakip kaleye inmek. Top rakipte iken de en ileri uç oyuncumuz ile defansın en gerisindeki oyuncumuzun arasındaki mesafeyi minimum seviyeye indirmek ve oyunu sıkıştırıp topun tekrar bize geçmesini beklemek. Genelde İspanya, Almanya ve özellikle İngiltere liglerinde uygulanan bu sistem aslına bakarsanız bize çok uydu. Taktiksel manada gerçekten bunun verimini, özellikle içerideki maçlarda bolca aldık. Hatta bunun artılarını en çok Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor maçlarında gördük.

Bu yazıyı yazarken Antalya Arena’da, yani bizim evimizde maalesef Türkiye Kupası finali oynanıyor ve yine maalesef evimizdeki finalde biz yokuz. Seneye neden bir kupamız olmasın? Neden şampiyon olamayalım? Eto’o gibi bir oyuncumuz var. Eto’o bugün ligi yirmi gol ile tamamladı. Gomez gol kralı oldu. Yalnız arada büyük bir fark vardı, Gomez’in arkasındaki orta alan oyuncuları bugün Eto’o”nun arkasında olsaydı sizce neler olurdu? Ben diyeyim, Eto’o bugün en az kırk gol atarak gol kralı olurdu.

Dediğim gibi ben seneye artık en azından bir kupa bekliyorum. Şehir uyandı, taraftar maçlara geliyor, desteğini veriyor, tesislerimiz geliyor. Bir de şu stadyuma kira vermekten kurtulursak iyi olacak. Bu da şehrimizin büyüklerinin iş bitiriciliğine kalıyor sanki.

Taraftar olarak gerçekten verimli bir sezon geçirdik. Özellikle deplasman kültürümüzün son yıllarda bu kadar sağlam bir adım attığını görmemişti Türk tribünleri. Gerçekten tribün tabiri ile ”Nirvana’ya ulaştık” diyebiliriz ama ben çok daha fazlasını gelecek sezonda göreceğimizi düşünüyorum.