Umut Fakirin Değil Antalyasporlunun Ekmeği
Semra Kuzucu yazdı…
Spor Toto Süper Lig’de ite kaka bir sezonun daha sonuna geldik. 2022-2023 sezonunu 41 puanla 13. sırada tamamladık.
Her sezon olduğu gibi bu sezonda aynı şeyleri konuştuk, aynı şeyleri yaşadık. Peki burada tarih tekerrürden ibarettir lafına mı sığınmalıyız yoksa hatalarımızdan ders çıkarmayı başaramadığımız için kaderimize razı mı gelmeliyiz?
2021-2022 sezonunda Antalyaspor’u Nuri Şahin’den öncesi ve Nuri Şahin’den sonrası diye ayırabilecek kadar bariz bir fark varken neden Nuri Şahin ile başladığımız 2022-2023 sezonunda başka takımlar sayesinde düşme hattından döndük?
Sezon başı ve ara transfer döneminde takıma birçok isim dahil oldu. Takıma katkı sağlaması için yapılan ara transferlerden verim alınamadığı gibi bu transferler takım dinamiğini de olumsuz yönde etkiledi. Genel olarak bakacak olursak bu sezon düzensiz bir Antalyaspor izledik. Bu gerçeği kabul edip yeni bir yol haritası mı çizmeliyiz yoksa eli kolu bağlı bir şekilde önümüzdeki sezon ligden düşmeyi mi beklemeliyiz?
Şimdi sezon içerisine dönecek olursak takım ruhunun ön planda olup kazandığımız birçok maç olsa da bu ruhu yakalayamadığımız için elimizden kayıp giden birçok maç oldu. Gerek teknik ekibin oyun içerisine geç müdahale edişi gerek oyuncuların beklenen performansı gösterememesi bu sonuçları ortaya çıkardı. Bu konuyu daha da inceleyecek olursak kötü performansı tetikleyen faktörler; oyuncuların formsuzluğundan mı yoksa ödemelerini gecikmeli aldıkları için yıprandıklarından mı bilinmez ama başarısızlığı gözler önüne serdiği inkar edilemez.
Teknik ekibin ve futbolcuların başarısızlığının yanı sıra Antalyaspor yönetimi de bu sezon sınıfta kaldı. Sezonu şöyle bir ele aldığımızda yönetim temiz bir lig anlayışı ve ilk 5 hedefiyle sezona başladı. Fakat müdahale edilmesi gerekilen yerlerde yetersiz kalıp açıklama yapmayarak, TFF’ye hiçbir şekilde itiraz edip hakkını aramayarak, eyyamcı hakemlerin atanmasına göz yumarak tamamen seyirci kaldılar.
Bu konudan bağımsız olarak bu sezon seyirci sayısının düşmesine herhangi bir şekilde müdahale edilmedi. Sezon öncesi satışa çıkan kombinelerde taraftarı cezbedecek bir satış politikasının olmaması ve taraftarın çağrısına kulak asmaması yönetimin bu konuda yetersiz kaldığını gösterdi. Umarım önümüzdeki sezon izlenecek politika ile seyirciyi yeniden stada çekmeyi başarabilirler.
Yeni sezon öncesi ivedilikle aksiyon alınarak kadro derinliği ve teknik kadronun yapılandırılması gerekirken ligin başlamasına 60 gün kala belirsizliklerle uğraşan Antalyaspor’u görüyoruz. Kırmızı beyazlı takım son günlerle başka takımlarla mimlenmiş sportif direktörlerle gündemi meşgul ederken kadro yapılanması ve başkan belirsizliği konusunda neden yol kat edemiyor?
Takımı düşüren başkan olmak istemeyen Aziz Çetin’den başkanlığı devralan Sabri Gülel, şirket mantalitesiyle takımı yöneteceğini söylemişti hatta Antalyaspor’a kanalize olmak için kendi şirketine üst düzey yöneticiler aldığı yönünde söylemler vardı. Şimdi görüyoruz ki Antalyaspor’a değil kanalize olmak, bir adım yol bile gidemiyoruz. Antalyaspor A.Ş. elbette başkandan ibaret değil, neden Aziz Çetin varken canla başla çalışıyoruz diyenler Sabri Gülel gelince kenara çekildiler, hepimizin mücadelesi Antalyaspor için değil miydi?
Önümüzdeki sezon yine aynı şeyleri konuşmamak için transferlerin son dakika değil bir an önce yapılması ve teknik ekibe yeni isimler dahil edilmesi gerekiyor.
Kimi zaman kızsak, kimi zaman eleştirinin dozunu kaçırsak bile derdimiz hep Antalyaspor. Umarım önümüzdeki sezon düşer miyiz kalır mıyız kaygısını değil, Avrupa maçlarına gitmek için iş yerinden izin alabilir miyiz kaygısını yaşamak dileğiyle…