Sevgili Antalyasporlular
Semra Kuzucu yazdı.
Trendyol Süper Lig Şamil Ekinci Sezonu’nun 7. haftasında Antalyaspor, evinde Fenerbahçe’yi ağırladı. İlk yarı golsüz beraberlikle biterken, ikinci yarıda kırmızı-beyazlı takımın iki hatası, rakip takımın 2 gol atmasına neden oldu.
Sam Larsson’un ilk 11’de olmaması, önce akıllara felaket senaryoları getirmişti fakat sakat olduğu için oynayamadığı öğrenildi.
İki takım için oyunun nabzı yüksek başladı. Zira Fenerbahçe’nin ilk dakikalardaki gol girişimi, Veysel Sarı’nın müdahalesiyle Fenerbahçe için olumsuz, Antalyaspor için olumlu sonuçlandı. Fakat Jose Mourinho, bu duruma o kadar içerlemiş olacak ki maç sonu açıklamalarında Türkiye’de gol çizgisi teknolojisinin bir an önce kullanılmaya başlanması gerektiğini vurguladı.
Oyuna dönecek olursak, ilk yarıda Kaluzinski rakip takımın kalesini zorladı fakat top direkten dönerek hevesimizi kursağımızda bıraktı. Aslında ilk yarı Antalyaspor, sahada iyi bir performans sergiliyor hissine kapılmıştık ki, ikinci yarıda Fenerbahçe’nin yaptığı oyuncu değişiklikleri dengeleri değiştirdi.
Aslında Antalyaspor hiç sahada var olmamış, Fenerbahçe’de de ilk yarı durumlar aynı olunca; Antalyaspor oynuyor sanmışız. Velhasıl; borcumuz çok, oyuncumuz yok, hocamız yok, başkanımız yok.
Alex de Souza, Türkiye’de Fenerbahçe camiasının sevdiği bir isim, bu doğru. Fakat Alex de Souza şu an Antalyaspor armasının altındayken; eski takım arkadaşlarıyla bile olmayan bir ortamda, maç sonu neden Fenerbahçeli oyuncularla sarılıp güle oynaya muhabbet ediyor? Kendi futbolcularınla ilgilenmek varken neden bunu yapıyor? Alex hocam, yoksa “Heykelinizi yıkarlar” diye mi korktunuz?
Aslında Alex de Souza’nın da bir suçu yok. Zira kendi kötü gidişatlarına dur demek için, sırf başarısızlıklarının üstünü Alex de Souza ile örtmeye çalışan yönetim suçlu. Şimdi hepimiz Alex de Souza gönderilsin diye başkana tweetler atıyoruz ya, Alex gidince biz başarılı olmayacağız. Futbolda başarı ekip işidir ve bu ekibin başının futboldan haberi yok.
Alex de Souza gidecek, yerine daha parıltılı bir isim gelecek. Ama bu isim takım başarılı olsun diye değil, sadece “Biz şu ismi getirdik” demek için getirilecek.
Sevgili Antalyasporlular;
Biz bu armayı seviyoruz. Biz bu renkleri seviyoruz. Biz bu şehre aşığız. Bizim aklımıza yemek denince az köfte az piyaz, tatlı denince bol tahinli cevizli kabak tatlısı gelir. Antalya bizim ruhumuza işlemiş. Antalyaspor, hepimizin ortak kalbi… Bu takıma kendini ait hissetmeyen futbolcular rakip takımın paylaşımını beğendi diye ya da İstanbul takımlarının formalarıyla stada giriyorlar diye sevdanızdan vazgeçmeyin. Kimler geldi kimler geçti, biz yine buradaydık, yine burada olacağız çünkü bizim tek derdimiz Sadece Antalyaspor.