Patates Tarlası
Semra Kuzucu yazdı…
Spor Toto Süper Lig’de Dünya Kupası için verilen ara sona erdi. Corendon Airlines Park’ta MKE Ankaragücü’ne ev sahipliği yapan kırmızı beyazlı takım, taraftarı hayal kırıklığına uğrattı.
Dünya Kupası için verilen arada Fraport TAV Antalyaspor, Napoli ile yaptığı hazırlık maçıyla seyirci karşısına çıkmıştı. Napoli’yle oynadığı maçta takımın genel performansı idmanların iyiye gittiği yönündeydi fakat Ankaragücü maçında izlediğimiz Antalyaspor hiç antrenmana çıkmamış gibiydi.
Dünya Kupası arası nedeniyle önümüzdeki fikstürün çok sıkışık olmasıysa takımla alakalı ayrı bir endişe konusu oldu.
Herkesin 3 puan alır, Başakşehir maçına rahat rahat gideriz dediği maçtan Antalyaspor eli boş ayrıldı. Başakşehir deplasmanı ve sonrasında evimizde oynanacak olan Fenerbahçe maçını göz önünde bulundurunca Antalyaspor’un deplasmandan mutlak suretle 3 puanla dönmesi gerekiyor.
Antalyaspor’un bu maç çıktığı ilk 11 ise kafa karışıklığına mahal veriyor. Zira Dünya Kupasından dönen Haji Wright’ın sahada var ama yok oluşu, Luiz Adriano’nun rakip takımın kalecisine göstere göstere vuruşları, oyunun ikinci yarısında Larsson – Gökdeniz değişikliği yapılınca oyunun yavaşlaması, Antalyaspor’da ikinci yarıda futbolcuların arka arkaya sarı kart görmesi tam bir fiyaskoydu.
Her kafadan bir ses çıkarken; 3 puanı kazanan ilk 11’in değiştirilmesi ise kafa karışıklığı yarattı. Acaba Nuri Şahin’in ikili ilişkileri ilk 11 seçimini etkiliyor mu sorusunu gündeme getirdi. Aynı zamanda genç oyunculara önem veriyoruz derken Mustafa Erdilman’ın yedeklerde beklemesi ve kötü performansına rağmen Gökdeniz Bayrakdar’da ısrarcı olunması bambaşka bir mevzu. Sevgili Nuri Şahin’e sormak istiyorum; acaba senin Gökdeniz Bayrakdar için gösterdiğin çabayı Gökdeniz kendisi için gösteriyor mu?
Maçın sonlarına doğru Antalyaspor’un sanki öndeymiş de skoru korumaya çalışıyor gibi oynaması taraftarı yıprattığı için taraftar stattan erken ayrıldı.
Aynı zamanda aynı gün Passolig sisteminde yaşanan sorun nedeniyle içeri giremeyen taraftarlar oldu. Sistemsel hatanın mağduru Antalyaspor’un taraftarı oldu. Hatta bazı taraftarlar maç sonuna kadar kapıda bekledi ve 90 dakikanın sonunda kapıların açılmasıyla içeri girebildiler.
Stadın zemininin kötü olduğu sürekli gündeme gelse de yıllar sonra ilk kez gerçek bir patates tarlası görmüş olduk. Yıllar önce stadın kapasitesini arttırmak için zeminin kazılması ve aşağı indirilmesinin bedelini şimdi patates tarlası gibi bir çimle ödüyoruz. Bu saatten sonra ne stadın yeri değişir ne de bu zemin düzelir. Dört mevsim güneş gören bu şehirde; bu zemin, takım için yüz karasıdır. Güneş görmeyen ülkelerdeki statların zemini dahi Antalyaspor’un zemininden çok daha iyi durumda…
Maç sonu açıklamasında mağlubiyet için zeminin arkasına sığınmak ise etik değil. Rakipte aynı zeminde oynamadı mı?