Şampiyooon Antalyaaa
Bir yandan söylenecek, söylenmesi gereken çok söz var. Bir yandan da ne söylesek kelimeler yetersiz kalacak gibi geliyor. Şampiyon olduk, şampiyon. Tekrar Süper Lige çıktık. Yıllar sonra bile anlatılacak bir başarı öykümüz oldu. Hele ki İstanbul’a giden cefakâr taraftarlarımız… Onlar için ayrı güzeldi. Maceranın içinde Samsunspor taraftarının yaptığı yanlış hareketler de vardı, maç içinde tribünde özlenen görüntüyü sergilemek de. Hele ki sonunda kupayı kazanıp dönmek deplasmanı tadından yenmez bir hale getirmiştir.
Atmosfer farklı olsa da aynı heyecan Cumhuriyet Meydanı’nda da yaşandı. Her golde Antalya inledi. Yenilen her golde tırnaklar yenmeye başladı. Ekranda Antalyaspor tribünlerinin gösterildiği her an Meydan’dan alkış sesleri yükseldi. Penaltılardaki heyecan birçok taraftarı kalp hastası yapmaya yetecek cinstendi. Ancak o son penaltı yok mu, o son penaltı… Ömer Kandemir topa nasıl vurdu, top ağlarla buluştu mu bilmiyorum. Tek bildiğim ve yaşadığımız hem Başakşehir’de hem de Antalya’da yaşanan büyük sevinç oldu. O an sezonun tüm dertleri unutuldu. O an sezon içerisindeki tüm başarısızlıklar unutuldu. O an sadece sevinç vardı. Mutluluk vardı ve sevinç gözyaşları vardı. Heyecanla geçen üç saat, başarı ile sonuçlanmıştı. İki şehir de “Şampiyon Antalyaspor” diye inliyordu. Taraftarlar tezahüratlar ile konvoylar ile bu şehrin bir şampiyonu olduğunu hatırlatıyorlardı. Özlemiştik bunları. Özlemiştik başarmayı. Özlemiştik Antalya’yı “Antalyaspor” sesleri ile inletmeyi. Çok güzel bir gece oldu. Hem de uzun bir aradan sonra.
Şu an için şampiyonluk havasındayız. Ancak yeni sezon için yönetiminden teknik heyetine, futbolcusundan camiasına kadar hızla hazırlanmamız gerekiyor. İlk icraat da şuradan başlasın: Gencer istifa!