Reality

19 Nisan 2016 09:27

2015-2016 sezonunda Antalya Arena’da Fenerbahçe ve Galatasaray’ı 4-2 yenmiştik diye övünmektense şampiyonluk kupasının Antalya’ya gelmesini yeğlerim …

Sahasında  tarihinin en kötü senelerinden birini geçiren Galatasaray ile karşılaştı Antalyaspor. Hem stadyuma gelenler hem de televizyon başında maçı izleyenler harika bir maç izledi. Pozisyonlar, kaçan goller, tartışmalı pozisyonlar, bol gol… Daha ne olsun ki.

Maç bitti, Antalyaspor 4-2’lik bir zaferle maçı kazandı. Ligde kalmayı matematiksel olarak garantiledi. Süper Lig’de ilk sezonunu geçiren, PTT 1. Lig’den yeni gelmiş bir takım için gayet olumlu bir sonuç ligin bitimine beş hafta kala kümede kalmayı garantilemek. Kimileri kızabilir bu görüşe Galatasaray maçının ardından bunlar yazılır mı diye fakat önümüzde duran gerçekleri göz ardı etmemek gerek. Bu sezon otuz yeni oyuncu transfer eden bir takımın ligde kalması bana göre büyük başarıdır.

Bir başka konuya değinmek istiyorum. Hem Fenerbahçe galibiyetinden hem de Galatasaray galibiyetinden sonra sosyal medyada ve taraftar grupları arasında galibiyetler çılgınca kutlanıyor. Şakalar yapılıyor, herkes gelen galibiyetin mutluluğunu yaşıyor. Bunlara hiçbir şey demiyorum. Taraftarın en büyük hakkı sevinmek. Yalnız tek bir yönetici çıkıp artık gelecek sezonun yapılanması içerisine gireceğiz, bu taraftar gücümüzle üst düzey bir takım olacağız demiyor. Günü kurtardık, taraftar muhteşemdi ama gerçekleri de göz ardı etmemek gerek.

İki hafta önce Morais sözleşmemde her altı ayda bir hem benim hem de yönetimin feshetme opsiyonu var diyordu. Her hafta Eto’o için farklı bir transfer haberi çıkıyor. Yeni Stadyumdaki harika taraftar baskısı günü kurtarmaya göre olmaması lazım. Taraftarın Morais ve Eto’o için, gelecek sezon yapılanma konusunda, transfer konusunda özellikle şimdiden baskı yaratması lazım. Büyük Antalyaspor taraftarı artık asansör takım olarak değil büyük takım olarak lanse edilmeyi istemesi lazım. Bunu Antalyaspor’un başında kim olursa olsun, üstüne vura vura belirtmesi ve bütün bu unsurlar oluşmuşken her zaman dediğim gibi takımın başarı bazında bir tık üste çıkması lazım.

Hiç sevmem ama Platini’nin “Büyük takımlar aldıkları kupalarla, küçük takımlar ise onlardan aldıkları galibiyetlerle övünürler.” diye bir demeci vardır. Eğer biz yapılanmazsak, baskı kurmazsak, harika bir stadyum ve taraftar bütünleşmesi varken yanlış bir yapılanmaya girersek yine sonumuz eskisi gibi olur. Bu haftadan itibaren kalan iç saha maçlarında gelecek sezondan itibaren beklentileri yansıtmak gerekir. Ben beş sene sonra 2015-2016 sezonunda Antalya Arena’da Fenerbahçe ve Galatasaray’ı 4-2 yenmiştik diye övünmektense önümüzdeki sezonlarda şampiyonluk kupasının Antalya’ya gelmesini yeğlerim.

Kalbinizden Antalyaspor sevgisi eksik olmasın.