Yorganı Yakmayın

Ramazan Özaylı yazdı…

Yorganı Yakmayın
6 Aralık 2021 08:29

Bireysel hata ile yediğimiz basit bir gol ve kazandıkları penaltı pozisyonu dışında hiçbir atak geliştiremeyen, oyun kuramayan Kayserispor karşısında oyunu domine eden taraf bizdik. Fakat futbolda ilk kural bellidir, birinci bölgede istikrarı sağladığınız zaman o bölgeyi olabildiğince az kurcalamalısınız. Görünen o ki devre arasına dek yer yer sancı çekecek, yer yer sevineceğiz.

Türk futbolunda kısır döngü haline gelen teknik direktör sorununun mevcut tecrübeli hocalar ile aşılamayacağını Kayserispor maçında bir kez daha gördük. Kendi yarı sahasına gömülen, rakip yarı sahaya top taşımakta zorlanan Kayserispor’da teknik direktör Hikmet Karaman’ın oyuna müdahale edeceği yerde yardımcıları ile beraber hakemleri etki altına çalışarak oyunu sürekli provoke etti. Diğer yanda takımı 2-0 geride olan Nuri Şahin, sadece sahaya ve futbola odaklanacak davranışlar sergiledi. Hikmet Karaman’ın genel özelliğidir bu, sahaya müdahale edemediği durumlarda saha kenarında oyunu karıştırır ve oyunu provoke eder. 

Maçın ilk dakikalarından itibaren agresif bir tavır sergileyen, hakeme çok sert itirazlarda bulunan ve itirazlarında haklı olsa da bu yüzden haksız duruma düşen Amilton’un sarı kart görüp Trabzonspor maçında cezalı duruma düşmesi, tribünde bizleri olduğu kadar kulübedeki Nuri Şahin’i de oldukça sinirlendirdi. Cumartesi günü kendi sahamızda Trabzonspor ile oynayacağımız maçta Amilton yer alamayacak.

Gökdeniz’den her geçen gün üstüne koymasını bekliyoruz. Fakat o aksi istikamette ivme almaya devam ediyor. Bu gidişle kendisine teşekkür edip varsa gitmek istediği yere, yoksa Kocaelispor’a geri göndermek hem bize hem Türk futboluna daha faydalı olacaktır. 

Milosevic bu takımı ve bu formayı kesinlikle hak etmiyor. Ne mental ne de fiziksel açıdan Süper Lig seviyesinde bir isim değil. Oynadığı oyun ile aldığı parayı düşününce çıldırmamak elde değil. Rakip ceza sahası yayında devamlı saklandı. Ne Fredy’nin yükünü azalttı ne hücum hattına yardımcı oldu. Milosevic yerine genç oyuncularımız tercih edilseydi en azından bu mağlubiyeti daha rahat sineye çekebilirdik. 

Alınan yenilgiye dönersek, dönüş yolunda gördük ki aslında herkes sorunların farkında. Mağlup olsak dahi bu sorunlara ve sorunları nasıl çözebileceğimize dair profesyonelce yaklaşımı teknik ekipte gördük. Uçakta yardımcı antrenörlerden Marcelo Martins tam konsantre şekilde laptoptan maç analizi yapıyor. Alfons Groenendijk ve Michael Lindeman kendi aralarında maçı tartışıyorlar. Diğer performans analisti arkadaşlar ellerinde laptop, çalışıp duruyorlar. Profesyonellik hakim teknik ekipte. 

Futbolcular da daha önce mağlup olduğumuz maçlardaki rahatlıklarını geride bırakmışlar. Kötü futbolun kendilerine yakışmadığının farkındalar. Yazının başında gördüğünüz görselde yediğimiz ikinci golün ardından Veysel’in takımı orta yuvarlakta toplayıp konuşma yapması, herkese skor tabelasını göstermesi; oyuncuların skor ne olursa olsun mücadele etmeleri gerektiğinin farkında olduğunu gösteriyor. 

Hakem Halil Umut Meler rakibe iki kırmız kart gösterse de tribünlerin baskısı altında ezilip, ikinci yarı tüm takdir haklarını Kayserispor’dan yana kullandı. Doğukan’ın penaltısını es geçti. Burada bulacağımız bir golle işin rengi değişebilirdi ama Kayserispor taraftarları ikinci kırmızı karttan sonra hakem üstünde ciddi bir baskı oluşturdu ve bu atmosferi uzun süre sürdürdüler. 

Bu arada bir konuya da değinmek istiyorum. Sosyal medyada bazı hesaplar üzerinden kulüp yöneticilerini tehdit eden paylaşımlar yapılmaya başlandı. Bu durum, Antalyaspor camiasına yakışmayan bir durum. Yöneticilerin geçmişinde ne olduğuna takılmaya devam ettiğimiz müddetçe kulüp için faydalı olmak isteyenleri uzaklaştırdığımız gibi ileride de kulübe yönetici olmak isteyenleri kaçırırız. bu durumu kabullenmemiz gerektiğimizi savunmuyorum, yanlış anlaşılmasın. Bu takım takılıp düşerse, biz de düşeriz. Sadece mevcut durumda bu yenilgiyi iş kazasından öteye geçirmek, hepimize zarar verir.  böylece kaostan beslenen güruhlara prim veririz, yine zarar gören biz oluruz. Yönetimde doğrusuyla yanlışıyla, günahıyla sevabıyla bir işin ucundan tutmaya çalışan insanlar varken bu durumu bozmayalım. bu durum camiamıza ve bizlere yakışmaz.

Tribünlerin etkileyici gücünü unutmamak lazım. İyisiyle kötüsüyle bu takım bizim. Bu mağlubiyet ile yorgan yakmak yerine cumartesi günü 19.00’da stadı doldurmalıyız. Camia olarak değerli taraftarlarımıza gerçekten ihtiyacımız var. Takımımızı bu denli yalnız bırakmak, bu şehre yakışmıyor.

Lütfen cumartesi günü herkes yanında bir kişi getirsin.