Günün Tadını Çıkaralım
Ramazan Özaylı yazdı…
Süper Lig’in 16. haftasında Trabzonspor’u ağırlayan Antalyaspor, rakibi karşılarken gelen atağın yoğunluğuna göre 5-4-1 ve 5-3-2 geçişlerini çok yerinde zamanlamalarla yaptı. Atağa çıkarken de 3-4-3 dizilişinde çoğaldık rakip sahada. Rakibi önde karşılayarak gelen ataklarda topun arkasına çok hızlı geçtik ve ikinci topların neredeyse tamamını biz aldık. Trabzonspor’un önemli isimlerinden Bakasetas ve Hamsik’e alan bırakmayarak orta sahayı kilitledik. Böylece Trabzonspor’un bitirici ayakları olan futbolcularına imkan tanımadık. Hal böyle iken Trabzonspor topla oynama yüzdesinde üstün olsa da, sahayı akıllı ve tasarruflu kullanan Antalyaspor karşısında varlık gösteremedi.
Bu yazıda maçtan daha çok değinmemiz kısım; yönetim, futbolcular, teknik heyet ve taraftar oldu.
Yönetim kurulunun büyük risk içeren ve büyük bir cesaret isteyen Nuri Şahin hamlesi, çok farklı yönlere gitmeye başladı. İki gündür ulusal spor kanallarında bu tarz kararların teşvik edilmesi ve bu denli vizyonlu, donanımlı Türk gençlerinin çoğalması gerektiği konuşuluyor. Bu hamle ile ilerleyen süreçte Türk futbolunu sınıf atlatacak gençlerin önünü açan, bu ışığı ilk yakanlardan biri de Antalyaspor olacaktır diye düşünüyorum.
Kayserispor maçının ardından ilk yorumum, Trabzonspor maçında daha iyi olacağımız yönündeydi. Teknik ekibimiz ve futbolcularımız artık Antalyasporumuz için hatasıyla doğrusuyla, günahıyla sevabıyla iyi niyetli ve aidiyetli davranıyor. Bu şehrin takımına gönül verenler de bu duyguları fazlasıyla hak ediyor. Sahada aslan gibi mücadele eden, yüreğini ortaya koyan futbolcularımızı yürekten kutluyorum. Bizleri yanıltmadıkları için de tüm ekibe teşekkür ediyorum.
Teknik sorumlumuz Alfons Groenendijk’in maç sonu açıklamaları, ülke futbolunda nadir görülebilecek görüntüler veriyor. Teknik heyet bu görüntüyü geldikleri günden bu yana devamlı veriyor. Ayakları yere basan, profesyonellikten ödün vermeyen yapıdalar ve bu ekip varken benim içim çok rahat.
Başkanımız Aziz Çetin’in maç sonu açıklamalarında da dile getirdiği gibi günün tadını çıkaralım. Avrupa hedefi koymak ve takıma farklı beklentiler yüklemek, futbolcularımızda strese yol açarak kimyamızı bozabilir. Her maçın tadını ayrı ayrı çıkaralım. Teknik ekibimiz çalışıyor ve tek düze futboldan uzak duruyor. Yönetim kurulu ise farklı kıtalarda girişimlerde bulunup geleceğe yönelik yatırımlar yapıyor.
Geçen haftaki yazımda tribünlerin gücünden bahsetmiştim. Bu galibiyette en büyük alkışı takımımızı yalnız bırakmayan büyük Antalyaspor taraftarı hak ediyor. Bu hafta taraftar gücünü sahaya yansıttı. 95 dakika boyunca bir an bile susmayan tribün gruplarımız, varlığını sahaya direkt hissettiren Doğu ve Batı Alt tribünlerimiz… Sahada üç puana inanmış bir ekip ve dakikalar geçtikçe üç puandan başka düşüncesi olmayan tribünler vardı. Her şey eksiksizdi. Maça gelen herkesin ayağına, yüreğine sağlık. Şehrimizin takımı bu desteği ve alakayı fazlasıyla hak ediyor. Bizlere düşen de sonuç ne olursa olsun bu takımın yanında olup sendelediğinde takımımıza omuz vermektir.
Stattaki atmosfer inanılmazdı. Tribün gruplarımızın hepsi birbirinden kıymetli, birbirinden değerli… Ben maçı izlediğim yer itibariyle Kuzey Kale Arkası tribünlerine daha yakındım. Orada gördüğüm bir anıyı size aktarmak istiyorum. 90+3. dakikada bir an Kuzey Kale’ye döndüm. Setteki arkadaşın sırtı dönük şekilde desteğin devam etmesi için büyük bir efor harcadığını gördüm. Maçın son düdüğüne dek 07 Gençlik’teki ağabeylerimiz, kardeşlerimiz desteklerini bir an olsun kesmediler.
Trabzonspor karşısında alınan galibiyete çok takılmamalıyız. Cumartesi günü bana göre Trabzonspor’dan daha dişli bir rakibe konuk olacağız. Konya deplasmanı zorlu ve bir o kadar da mücadeleci bir deplasman olacak. Seyir zevkinin yüksek olacağından, sahaya futbolumuzu oynamak için çıkıp Trabzonspor galibiyetini anlamlı kılacak mücadeleyi göstereceğimizden yana hiç şüphem yok.